Nereye gidiyoruz durmadan? Akıp giden zaman hiç mi soluklanmaz? Var oluşundan beri hiç durmadan nasıl geçiyor bunca asır, şaşırıp kalıyorum. Maddiyattan maneviyata tüm kavramlar değişip duruyor, insanlar ise sadece ayak uyduruyor. Her zaman kendi aleminde koşuşturarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor.Bazıları yaşamak için yaşıyor, bazıları yaşamak için çalışıyor. Bunu okuyan kişi hangi taraftan bilemiyorum.
Zorla koca bir kürenin içine atılmış gibi hissediyorum bu yüzden. Çünkü ben yaşamak için çalışan taraftanım. Bir evrene gönderildim, bana bir aile verildi ve ileride yaşam standartlarıma uygun bir iş bulmam gerek. Daha sonra doğacak çocuğuma da ve torunuma da aynı seçenekler verilecek. Belki de yıllarca bize önceden hiç sorulmamış ve bizim seçmediğimiz bir hayatı sırf bize verildi diye yaşayacağız. Sayısal loto gibi. Bir ömür bir şans oyunu. Hepimiz için bir ülke seçiliyor;kardeşler, arkadaşlar belirleniyor ve daha nice özellikler…Ama bir dakika, bazen bir kesimden farklı insan doğuyor. Şansıma bu hayat şartları çıktı demek yerine kurallarını belirleyen insanlar. Ne azimlilerdir ki onlar, başka insanların da hayatlarını değiştirirler. Sevgiyle hatırlanmak isterler. Her yaşadıkları anı hak etmişlerdir çünkü.
Bir de diğerleri var; hayatın akışına kapılıp kaybolanlar. Karşısındaki sonsuz zamanı gözünde büyütüp, yaşama devrelerini kapatanlar. Hayat fonksiyonları ölmüştür, kader rüzgarı onları savurur da savurur. Rüzgarın şiddetinden ölene kadar kurtulamazlar.Diğer insanlar için ne zehirlidirler ne de yaralı…Olsalar da olur, olmasalar da.
Farkında değilsiniz hala tüm bu yazdıklarımın. Bir de biz varız(!) Sabahtan beri insanları bölümlere ayıran ve hiçbir kalıba sığmayan bizler. Doğduğumuz anı bilmediğimiz gibi sonumuzu da kestiremeyen bizler. Ah be. Bir bilsem neler olacağını, şimdiden müdahale elimi uzatırdım. Ne kadar garip! Bir hafta sonrasının bile hava durumunu tahmin edebilirken on saniye sonra ne olacağını bilememek,karışamayacağımızı kabullenmek. Şu an etrafımızda gördüğümüz her şeye müdahale eden biz, zamanın tek salisesine bile dokunamayacağız. O halde karara varıp siz düşünün; en kıymetli zaman son geçirdiğiniz zaman ise, şu an yazımı okurken yaşamınızın son demini benimle harcıyorsunuz.Teşekkür ederim…