Kimsesiz kelimelere yükleyip haykırmalı ki ödenmesin hesapları.
Sehpa hazır!
Yaftalar çalışılmış pankartlar üzerinde.
Bir boşluğa haykırmalı ve anlayacak birkaç insan bulmalı sözcükleri.
Riyakâr ressamların süslediği tablolarda aramalı,
Boyası kalkmış sıvası dökülmüş duvarları.
Kalemimi kırdım kendi elimle,
Biliyorum insan böyle aramalı hakikati ötelerde.
Kahve köşelerinde, gazete kupürlerinde,
Onlarca insanın kirli kalemleriyle susmalı.
Kendi lisanınca konuşmalı, yalnızca o doğruyu haykırmalı.
Doğru yalnız! Ona yoldaş olmalı.
Korkmak gerçek! Bildiğim, hissettiğin en acınası karanlık.
Bir gün bize de dokunur ümidiyle beklediğin o anne eli
Hep ötekileştirildi, diğerlerine ait oldu bildiğiniz dünya da.
Saklayın kalemleri kitapları
Duymasın kulakları o canlı tınıyı bir daha
Bir ekran, bir koltuk işte yıkıldı kulen!
Bir tek ışığa mahkûm birçok aydınlığa inat.
Camların ötesinde gördüğün en çirkin surat bizim ki olmalı çocuk
Günün bu vaktinde sokaklara düşen karanlık
Ve senin pencere önündeki yalnızlığın
Bizim ki olmalı yıllar önce.
Hep bir öteye ve evvele mahkûm andan uzak
Hayallerin olmalı geçmişte işleyip gelecekte olgunlaşacak
Böylece ütopya kurulmalı
Tozpembe hayallerle süslü sayfalar doldurmalı
Yıllar sonra uyanıp bu uykudan anlamalısın
Doğru yalnız! Ona yoldaş olmalı.
Korkmak gerçek! Bildiğim, hissettiğin en acınası karanlık.