Vakit senin vaktin hızır
Düşünebilsem
Kumları saçlarımdan toplarım
Kartal inceliği bir çift göz
En harikasından içkileri
Boynumdan aşağı dökerim
Eceli öldürmemi sen istedin
Ve ben katil oldum umarsızca
Şimdi bir şeyler yazıyorum
Bana kelime bul hızır.
Şirinimsi sokaklardan
Hızla geçiyorum rüyamda
Sonunda yolun,
Yanmış ve ıslak bir kaldırımda
Uyuyakalıyorum.
Kalbimin derisini soydurdum
Usta bir estetikçiye
Ve sinir hücrelerimi bağışladım babama
İnsanlığa bir selam söyle hızır
Çabuk çıksınlar cama.
Duyduklarımı kusuyorum kaldırıma
Ve mermi dolu bir tabancayla
Beynime oksijen salgılıyorum.
Bu gece,
Yollarını ezberledim
Yağmurunu ve insan kahırlarını
Kaldırım aralarında yetişen
Biçimsiz otlarını
Ezberledim bu şehrin.
Sokağın piçliğinde,
Kan değerlerimi ölçüyorum.
Ve aşık olduğum kadının,
Teri bulaşmış kanıma
Acayip bir senkronizasyon bu
Ateşe atılmamı sağlayan işte
Bir çok düşünceye göre.
Uğraşmaya değer mi söyle
Neler yaptın hızır?
Hiç elin bir kadının,
Sol memesine değdi mi?
Bence değmemiştir hızır.
Tüm çıkarlar bir masaya konur,
Dudaklarımızı bantlayıp
Öpüşürüz toz bulutuyla
Ayaklarımız dertleşir
Yeni tenler keşfedilir
Yeni kefenlere,
Biçimsiz vücutlar buluruz.
Yada intihar girişiminde bulunuruz.
Kanımız akar şırıl şırıl
Onlar huzursal eylemlerde
Boğazlarında kalan lokmaları
Mideye indirirler
Bir çok sokak çocuğunun
Kalbi kırılır,
Gocuklarında ki delikler ağlar,
Sende ağla.
Yani demem o ki,
Bir bardak da sen koy hızır,
Yetişemedin hiç bir boka.