Herkesin çeşitli yetenekleri vardır.
Yetenekler kişisine göre değişir. Herkesin yetenekleri farklıdır. Konuşma, yazma, çizme, hayal etme diye örneklendirilebilir. Bu yetenekler doğru yere kanalize edildiğinde değer kazanır. Kötüye kullanıldığında ise, insanı hasta eder.
Yetenekler Allah vergisidir. Allah rızası için kullanılsın diye verilmiştir. Harama meyledilirse, yetene rahatsız etmeye başlar. İnsan da kaybolur gider. Gönül de Allah aşkı için verilmiştir. Gönül Allah rızası için atmaz da, nefis için atarsa, insanın hayatı kararmaya başlar.
Yetenekler, Allah rızası yolunda kullanılmalıdır. Duygular da, Allah rızası için kullanılmalıdır. Mesela, öfke Allah rızası için kullanılmalıdır. Allah yolunda kullanılmayan duygular insanın daha da nefsine yönelmesine neden olur.
Sevgi de böyledir. Allah’ı daha çok sevmek için verilmiştir. Sevgi duygusu, Allah rızası yolunda kullanılmadığında insan kaybolur gider. Yetenekler Allah rızası yolunda kullanıldığında doğru şekilde kullanılmış olur.
Allah rızası ekseninde yorumlanmayan hareketler boşa gider. Ameller boşa gider. Allah rızası olursa ameller de anlam kazanır. Örneğin, tahtaya birkaç sıfır çizelim. Bunlar, yaptığımız iyi şeyler olsun. 0’lar değerli olmayacaktır. En başa 1 yazalım. O zaman değer kazanacaktır. O 1 de imandır. Yapılan şeyler iman ile değer kazanır. İman olmadığında yapılan işler ne kadar iyi olursa olsun. Değersiz olacaktır.
Aşk duygusu da böyledir. Aşk, Allah’a doğru olunca değerlidir. Nefis için olan sevgiler gayr-i meşrudur. Allah rızası olunca her şey kendiliğinden değer kazanır. Allah için olmayan sevgiler boştur. Allah her şeye değer kazandırır. Her amelin başındaki 1 sayısı gibidir.
Sonuç olarak diyebiliriz, Allah yolunda her şey kat be kat değer kazanır. Allah rızası olmayan ameller değersizdir. Onlara değer kazandıran şey Allah’a olan inançtır. Allah varsa her şey vardır, O yoksa her şey anlamsızdır.