Yaşar bilmez genelde ne yediğini
Doymadan kalkar sofradan
Susadı mı nehirler yetmez kuru gırtlağını ıslatmaya
Soluduğu havanın yüzde kaçı vergi bilmez
Ya da oturma grubunda fazla yer kaplamak istemez
Bağırsa dağları inletir ya da kargaları sıçratır
Umursamaz çoğu yaşam formunu
Gün doğar
Işık vurur yaşarın renksiz gözlerine
Yaşar ölmeyi arzular
Gökte her renkte şimşek çakar
Bir kapı açması yeter kaldırımların selam durmasına
Bir tek kaldırımları umursar gizlice
Köpekler havlar
Gökten kemik yağar
Yaşar kaldırır ellerini
Ne dediği anlaşılmaz
Akşam olur
Boş bir kovaya kusar herkes günün nefretini
Yaşarın yamuk kovası yosun tutar
İhtiyar komşuları ölümü bekler
Yaşarın yatılı misafiridir zifiri karanlık