Çoğumuz hiç sorgulamadıysak bile en azından ergenlik dönemimizde bu soruyu kendimize sormuşuzdur diye düşünüyorum. ‘’ Ben bu hayata niye geldim ‘’ neyi yapmam lazım ya da neyi başarmam lazım gibi.
İçimizde şanslı olanlar bunu erken fark etmiş uygulamaya koymuş olanlar, onlar bugün hem sevdikleri işi yapıyor hem de üstüne para kazanıyorlar ne mutlu onlara.
Bu arada bu dünyada hem sevdiği işi yapan hem de sevdiğiyle birlikte yaşayanların çok şanslı olduklarını düşünürüm hep. Bu da benim düşüncem işte
Gelelim sorumuza yaşam amacımızı bulmak için, uzmanlar çocuklukta yapmaktan zevk aldığımız şeyleri + yeteneklerimizi + imkanlarımızı + hayallerimizi hesaba katmamızı söylüyorlar. Ama önce yürekten inanmak … hepsinden önemlisi bu …çünkü yapacağımız işe kalpten inandığımızda 1/5000 kat etki yapıyor. Bunu bugün bilim söylüyor. Ve önceliğimiz asla para olmamalı o ardından gelmeli.
Yaşadığımız yüzyılda modern hayat adeta bizden hep koşmamızı istiyor evden işe/okula oradan başka yere hep bir yetişme telaşı ve hep yorgun hep mutsuzuz. Kimse gülümsemiyor kimsenin diğeri için vakti yok , dinlemeye bile …
Oysa bazen durmak ve düşünmek lazım , nereye yetişiyorum diye …hep gelecek planları derken içinde bulunduğumuz an’ların keyfini çıkaramıyoruz. Onların hakkını veremiyoruz ne içtiğimiz çayın ne kahvenin tadını alabiliyoruz. Aynı anda pek çok şey yapmak isterken aslında hiçbirinin hakkını veremiyoruz.
Uzak doğulu ustalar ‘’ çay içiyorsanız sadece çay için hatta o an çay olun ‘’ derler bunun üzerinde düşünmeliyiz belki …
Sakın ahkam kestiğimi falan düşünmeyin lütfen sadece sesli düşünüyorum , söylediklerimiz hepsini en çok da kendime söylüyorum aslında.
Hadi gelin bir çay yada kahve alın kendinize beş dakika bir mola verin ve düşünün hayallerinizin neresindesiniz diye …Gözlerini kapatın ve oraya gidin hiç olmazsa kısa süreliğine ve hatta bunaldığınız/sıkıldığınız anlarda bu alıştırmayla geçmişte hatırlamaya değer anıları kucaklayın.
harikasınız…