Yalnız

0
556
Yalnız

Saat; gecenin en derinliklerinden bir dilim…
Herkes köşesinde şimdi…
Geride bir ben…
Çekilecek köşe bulamayan, yardım dileyen bir beden…

Hayal dünyasında, sığındığı umut kırıntısında kaybolan bir ruh…
Kayboldukça insan olduğunu hatırlayan;

Hatırladıkça alevler içinde kıvranan; tekrar tekrar ölen, dirilen…

‘’YALNIZ’’ bir ben…

 

YALNIZ…

Ne muazzam bir kelime…
Altı harfe sığdırılan, tüm hislerin tohumu olan bir duygu…
Sevginin, tutkunun, özlemin…

Kardeşliğin…
Bir anne kalbinin…
Hatta nefretin…
Akla gelen tüm hissiyatın doğuşu değil midir yalnızlık?

 

Âdem yalnız olduğu için Havva’nın varlığına maruz kalmamış mıdır mesela?

”Havva” …

Fazlaca sevgiye muhtaç olduğu için filizlenmemiş midir tohumlarından?

Bağlanmamış mıdır milyonlarca insana?
Yahut “Yaratıcı”…

Koskoca evrende tek kalmamak adına yaratmamış mıdır onlarca evladı?

Ne dersin?

 

Saç tellerimiz ya da…

Tüm bu kalabalığa rağmen yalnızlığın yan etkilerinden kaçamadıkları için…

Yahut şefkat dolu bir el ‘in yoksunluğundan böylesine dökülmemiş midir sence?

Kim bilir…

 

 

 

 

PAYLAŞ
Önceki İçerikDüş-Dü HAYAT
Sonraki İçerikGÜZEL İNSANLAR ÜLKESİ / Piano Turca İle Müzik ve Sanat Üzerine
Seval Dağlı
22 yaşındayım, İstanbul’da ikamet ediyorum ve Üsküdar Üniversitesi radyoloji bölümü mezunuyum. Yazarlık adına henüz somut bir başarı yakalayamadığımı üzülerek söylemek istiyorum. Sebebi ise yaşam şartları içinde kalbimin sesini alçaltmak zorunda kalışım ve yalnızca mantığımın işlevselliğini koruyabilmiş olmamdır. Kitap okumak hayatımın vazgeçilmez bir parçası, yazmak ise bambaşka bir haz… Bu hazzı tattığım günden beridir kendime ayırdığım vakitleri yalnızca yazı yazarak değerlendiriyorum. Geleceğim adına almış olduğum radikal kararlarımın arasında ikinci üniversiteyi okuyarak var olduğuna inandığım yeteneklerimi dışa vurmak ve ‘yazarlık’ mesleğini icra etmek en başta yer alıyor. İçinde bulunduğum zaman diliminde zamanımı farklı yazılar ortaya koyarak, bahsettiğim üzere üniversiteye hazırlanarak geçiriyorum.