İnkar edemem kalbimdeki soy kırımı
Önce gelen sonra giden bir ruhun
Üzerine yakıştırdığım gülmeleri
İnkar edemem
Soğuk duş gecelerinin damla damla
Yakıp kavurduğu sıcakları da
Düştüğümde acımayan dizimi de
Sırf annem öpsün de geçsin diye
Ağladığımı da inkar edemem
Bazen ne oluyor biliyor musun
Ruhum kıskanıyor bedenimi
Evde gördüğüm herşey
İtina ile işleniyor üzerime
Ve bir sürü süliet yüz görüyorum duvarlarda
Çocukken de böyleydi aslında
Korkardım çişimi yaparken
Kapıyı da açık bırakırdım ayakta işerdim
Ayıp yoktu çünkü bende
Saf bir korkuyla arkamdan
Dokunacak birini beklerdim
Yatarken de öyle duvara yaslardım sırtımı
Sanki arkamı dönsem hiç tanımadığım
Ama hep bildiğim bir el omzuma dokunucakmış gibi gelirdi
Bir kaç yüz yıl geriden yaşıyorum
Sanki hayatı
Önce gençliğime sonra çocukluğuma
Sonra doğuma gidiyorum
Annemin karnın da
Ve bir doktorun kıçıma vurmasına gerek kalmadan ağladığımı anımsıyorum
Sonra bir kaç yüz yıl ileri gidiyorum
Annemin karnı çocukluğum gençliğim
Tükenmez bir yaşlılık belirtisinin başladığı yıllardayım
Ananem gibiyim kenefe giderken avuçlarımla kapıların tokmaklarını tutuyorum
İnkar edemem yaptıklarımı
Yapıcaklarımı hatta yapmadıklarımı bile
Yapmaya hazır olduklarımı da
Fark ettim de yüz yıl geri yüz yıl ileri gidince
Hiç doğmamış olduğumu anladım
Evlenmedim çocuğum olmadı
Arkama baktım kimse yok
Nerde bu yüzünü seçemediğim karanlık adam
Artık omzuma dokunsa ya
Tanıtsa kendini
Yensem korkularımı
Kendimden bile gizlediğim
Ne çok inkar edemediğim
Sol kırımlarım varmış benim
İncitmeden yüreğimi
Çocukluğumu yok etmeden
Beni yerime bırakın
Kimsenin ulaşamıycağı bir yere
Fakat herkesin görüceği
Uzaklıkta olsun
İnkar ediyorum
Yakışmıyor ruhuma gülmek