Bilmem hangi zamanda olan doğum
gününüzü kutlarım… İyi ki doğmuşsunuz…
Fakat şimdilerde dünya kötü bir yer gibi görünüyor. Ve var olduğunuzdan
şüpheliyim; doğru bir şekilde…
Evet evet, size diyorum!
Kendinizi güçlü, duyarlı, namuslu, akil, sevgi dolu, başarılı buluyor olabilirsiniz… Ama ben, kendim de dahil olmak üzere bu saydığım birçok özelliği göremiyorum toplumu oluşturan bireylerde…
Madem kutlanılan bir doğum gününüz var, madem insan olarak bu dünyaya gelerek şereflendirildiniz, gerçek var oluş-var ediliş sebeplerinizin hakkını ne zaman vereceksiniz?
Konuyu biraz şöyle açalım, birkaç sual ile;
- En son ne zaman birisine gerçek ve karşılıksız bir iyilik yaptınız?
- Bir sokak hayvanını doyurmuşluğunuz var mıdır?
- Starbucks’ta en ucuz kahve ne kadar?
- Türkiye’de yılda 4,5 milyon ekmek çöpe gidiyor, haberiniz var mı?
- Siz hiç iki metre karda ayağınızda terlikle, üşümemek için giydiniz eski, kalın çoraplar komple su almış şekilde okula gittiniz mi?
- Afrika’da her dakikada bir çocuk sıtmadan ölüyor, sebebi nedir biliyor musunuz?
Bu soruların doğru cevaplarını bilip bilmemeniz değil aslında beni ilgilendiren… Gözleriniz gerçekten etrafında dönen dünyayı görebiliyor mu, yoksa egonuz seçici davranmanızı mı sağlıyor?
Kafa yorsak biraz, toplumun bir bireyi olarak; ASLINDA BİR ŞEYLER YAPABİLİRİM bilinci ile başlasak sabahlara… ‘’Damlaya damlaya göl olur’’ desek de birlik olabilsek… Yetimleri, fukaraları, doğayı, dünyayı bizlerin sevgisine ve ilgisine muhtaç olan her şeyi gerçek dokunuşlarla sarsak şöyle sımsıkı… Neler değişir farkında mısınız?
Bence;
- Kendisini yalnız hisseden insanlar azalır
- Kendisini değersiz hisseden çocuklar azalır
- Doğa yaptığımız onca işkenceyi bir kenara koyup yeniden bize kollarını açabilir
- Geleceğin yetişkinleri çok daha güzel şeyler öğrenerek büyürler
- Sokak hayvanları çaresizlikten ölmez, hastalanmaz, kimseye de saldırmaz
- Çaresizlikten yalan, yanlış yollara düşen insanlar azalır
- Cezaevlerinde mahkum sayısı azalır
- Üreten, saygı duyan, sevgi besleyen, toplumsal hayata artı değerler katan insanlar çoğalır
- Senin çocuğun, benim çocuğum, çocuklarımız korku ile değil umut, cesaret, sevgi ve herkes için güzel bir dünya felsefesi ile yaşamayı öğrenirler…
Lütfen… Ama lütfen…
İnsan olma şerefine nail olmuş olan sen, insanlık adına yapabileceklerini göz ardı etme… Fikirler ek gönül bahçene ve paylaş… ve sonra yola çık umut ve inancı alarak yanına…
SEN YETER Kİ İNSANLIK ADINA GÜZEL ŞEYLER DÜŞÜN…
FİKRİNİ YEŞERTECEK MECRA İLLÂ Kİ BULUNUR…
Icimden gecenleri tek tek yazmissiniz sanki icimi okur gibi.. Tebrik ederim 😊
Çok doğru, çok haklı bir serzeniş. 😔
Yüreğine sağlık…
Yüreğinize sağlık 🙏
Mehmet bey, sizi Ayvacık/Samsun wa grubundan ‘uzaktakiadam’ takma adınızla tanıyordum. 7 Ocak tarihli yazınızı ancak bugün okudum ve sizi adınız ve soyadınızla şimdi tanımış oldum. “Var mısın Gerçekten? İspat Et!” başlıklı yazınızda hissedilen yürek sızınızı duymamak mümkün değil… İnsan, evrendeki sayısız varlıklardan sadece birisi olduğunu; başkalarına yaşam desteği sağlayarak varlığını sürdüren diğer varlıklar arasındaki ayrıcalıklı yerinin kendisine yüklediği sorumluluk bilincini unutmuş görünüyor. Halbuki o da diğerleri gibi, başkalarına yaşam desteği sağlayıcı olması gerekirken, aldığı desteğin şükrünü eda etmekle yükümlü yaratıldığının farkında bile değil. Toplum halinde yaşayabilen bir varlık iken, toplumun ortak çıkarlarına zarar veren bireysel çıkarlar peşinde koşmayı özgürlüğü, hakkı sanıyor… Ve çelişkilerinin yarattığı beka sorunu ile gittikçe çıkmaza sürükleniyor…
Samsunda buluşmak umut ve dileğiyle, sevgiler.