Türkiye’deki tek saksafon ağızlığı üreticisi, usta sanatçı “ÜMİT ONARTAN”

1
668
Türkiye'deki tek saksafon ağızlığı üreticisi, usta sanatçı “ÜMİT ONARTAN”
  • Merak edilen yaşam öykünüzden, “Sanat Duvarı” okuyucularına bahseder misiniz? 

1962 İstanbul doğumluyum.

1979’da İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (İDGSA) FOTOĞRAF Enstitüsü’nde öğrenime başladım ve 1981’de Yüksek Resim Fakültesi’ne geçiş yaptım. Bu yıllarda kanunda çalıyordum. 1985’te saksafonu keşfetmemle tüm yaşantım değişti! Bir anda çeşitli gruplarda çalmaya başlayarak profesyonel müzik hayatına atıldım. Aynı yıl, İstanbul Büyükşehir Belediye Bandosu’nun açtığı sınavı kazandım ve hala bandoda görev yapmaktayım.
1987’ler itibariyle İstanbul Caz Festivali, Akbank Caz Festivali, Pozitif Vibrations tarafından yapılan caz festivalleri gibi ortamlarda rehberlik yaparak yurtdışından gelen müzisyenlerden özel dersler aldım. Örneğin “JAN GARBAREK, CHARLES LLOYD, BRANFORD MARSALIS, STEVE LACY, MICHAEL BRECKER, DAVID SANBORN, JOHN GILMORE, JOHN SURMAN” gibi…
1992’de İstanbul Caz Festivali’nde WYNTON MARSALIS ile çaldım. Aynı yıl, yeni ismiyle Mimar Sinan Üniversitesi Yüksek Resim Fakültesi’nden mezun oldum.
1995’ten beri eski saksafon restorasyonlarıyla uğraşıyorum. 2002’den beri kişiye özel el yapımı saksafon ağızlığı üretiyorum. Şu anda Türkiye’deki tek saksafon ağızlığı yapımcısıyım.

  •  Saksafon ile ömürlük dostluğunuz nasıl ve ne zaman başladı?

1985 yılında, George Michael’ın Careless Whisper şarkısına olan hayranlığımla başladı.

  •  Sizce ” insan olmak” nedir?

İnsan olmak çok zor bir şeydir. O kadar zor ki, milyarlarca faktörün bir arada düzgün ve orantılı olarak birbirlerine eşlik etmeleri gerekiyor. Bu oran ve ayarlardan bazıları dozun dışına çıkarsa bu çok tehlikeli bir durumdur. Bir anda kendini insanlık dışı olarak bulursun. Ama bunun farkına varmak da çok zaman alır. Bir sürü olumsuz alan bir arada harekete geçmeye başlar. İnsan olabilmek için ilk hedef, gerçekten hayvan olabilmeyi denemektir. Zaten hayvansan aynı zamanda insan olma yolundasındır.

Ümit Onartan
  •  Sesi, ruhu, kalbi ve yaptıkları birbirine uyumlu kaç insan tanıyorsunuz? 

John Coltrane, Henry Matis, Leonardo da Vinci, Miles Davis, Picasso. Çok uç örnekler ama ben hayata böyle bakıyorum. Onlar benim ideal kişilerim. Benim için, yaşam biçimleri ve yaptıkları birbirine uyumlu olan insanlar.

  • Sanat ve yaşamınız arasında ki bağlantıyı bizler için biraz yorumlar mısınız? Çocuk iken hayaliniz neydi?

Piyano sahibi olmak ve çalmaktı. Dünya üstünde ulaşılması için en maksimum bedel ödenmesi gereken şey sanattır. Ancak, Yaradan’dan dilediğin kadar, senin dilediğinin karşılığında onun müsaade ettiği kadar sanatlardan vizyon alabilirsin. Gerçek sanat sahibi sadece O’ dur.

Sürekli, üretilmemiş olana dair fikir üretip onları hayata geçirmeye çalışmaktır.

Ümit Onartan
  •  Etkisinde kaldığınız, size ilham veren sanatçılar kimlerdir? 

John Garbarek, Charles Lloyd, David Sanborn, Miles Davis, Monk, Henry Matis, Salvador Dali, Pablo Picasso, Leonardo da Vinci, Michalengelo, Dalida, Mirelle Mathieu, Edith Piaf.

  • Hedefleriniz nelerdir?

Türkiye’nin ilk saksafonunu, gerçek el üretimi olarak üretmek ve saksafon mekaniğinde olayı daha uzaysal boyutlara taşımak.

  •   Size ait bir albüm var mı? İsmine nasıl karar verdiniz? 

Çalışmasını yaptığım ve pek yakında çıkmasını öngördüğüm bir albüm çalışmam var. “Kedilerin Fısıltısı” olarak düşünüyorum. Tabii ki albümde ortak çalışma yaptığım kişilerle birlikte karar verilecek.

  • “ Sayın Ümit Onartan”,  öncelikle gerçek bir hayvan sever olduğunuz için, insanlık adına da kalpten teşekkürler. Sanat ve ahenkle dolu tüm dileklerinizin gerçekleşmesi ümidi ile… Sanat Duvarında yepyeni çalışmalarınız ile tekrar buluşmak üzere…

Sevgi ve saygılarımızla

“Ümit Onartan” hakkında detaylı bilgi için http://www.umitonartan.com/

 

PAYLAŞ
Önceki İçerikÖzgürlük Kapısından İçeri Girmek
Sonraki İçerikDüş-Dü HAYAT
Tülay Çağlar Kadı
İletisim Sanatlari fakultesi mezunudur. Akademik öğrenimine, İstanbul Ünversitesi Tarih öğrencisi olarak devam etmektedir. Arkeoloji, sanat ve tarih ve sosyoloji ilimleri kişisel ilgi alanlari olan yazarimiz, 2004 senesi itibari ile Sabah gazetesi başta olmak üzere birçok medya yapısında görev almıştır. Şimdilerde ise çalışmalarına, özel öğrenim kurumlarının yayınlarına bireysel olarak destekleyerek devam etmektedir. Sanat ve sanat severlerin yaşama dair bakış açılarını ve deneyimlerini röportaj sonrası desteklediği yazılar ile Sanat Duvarı takipçilerine, 2015 senesi itibariyle ulaştırmaktadır. Değerli yorum ve önerileriniz ile buluşmak üzere.

1 YORUM