Kadın cinayeti artıyor adalet eksiliyor.
Türkiye’de en çok kadın cinayeti işleniyor. Araştırmalar bunu gösteriyor; ama aslında araştırmaya gerek yok, her şey gözümüzün önünde. Belki birimizin annesi, belki komşusu ya da bizzat kendimiz o kadınlardan biriyiz. Ne yazık ki her gün haberlerde duyuyor ve görüyoruz. Kadına değer vermeyen kendinden aşağı, hissiz, cansız bir eşya gibi gören ve karşısındaki kadını köleye çevirerek dayatmalarını kabul ettirmeye çalışan bunu başaramayınca da şiddete başvuran ve hatta öldüren zihniyetlerle dolu bir ülke. Mesela yediden yetmişe zengininden fakirine kadar şaşırtıcı biçimde teknolojiyi takip eden uyum sağlayabilen sosyal mecraları kullanmakta dünya sıralamasının başında gelen bir toplum fakat interneti de daha çok kadına ulaşma aracı olarak gören erkekler var. Neden zihniyetini değiştirmeye karşı olan aynı zamanda cinayet sıralamasında zirvede sizce de manidar değil mi? Belki de işimize gelene ileri görüşlü işimize gelmeyene de bağnaz oluyoruz. Peki neden bu canavarlık, canilik neden bitmek bilmeyen kadın cinayetleri, tecavüzler? Toplum olarak eksikliklerimiz nerede?
Şimdi geçmişten günümüze dönüp bakalım bu cinayetleri doğuran sebeplere. Cinayet işleyen erkeklerin bahanelerine göre evlenme tekliflerinin reddedilmesi, aldatıldığının düşünülmesi, karşı tarafın boşanmak istemesi, barışma teklifinin reddedilmesi ya da flört teklifinin reddedilmesi gibi bahanelerle cinayet işlemekteler. Peki, bu ego benim istediğim olmalı, olacak “ya benim olacaksın ya da kara toprağın” gibi reddedilmeyi hazmedememe psikolojisi neden bu erkeklerde var? cevabını biz kadınlar biliyoruz aslında. Çünkü ataerkil bir toplum yapısında başka bir şey yetişmez. Türk toplumunda kız çocukları okula gönderilmedi neticesinde kadınlarımız cahil bırakıldı. Halbuki bir toplumun geleceğini kadınlar belirler. Çünkü çocuğu yetiştiren anneydi. Fakat erkek şiddeti her zaman ki gibi kadına engel oldu. Kadınlarımız eğitimsiz kaldılar bilinçsizce çocuk yetiştirdiler erkek çocukları aile içinde hep ayrıştırıldı “erkektir yapar” denildikçe evet erkekler yaptı üç yaşında ilk oyuncağı silah olan erkek çocuğuna ergenlikte de “sen erkeksin farklısın erkeğin elinin kiridir” psikolojisi aşılandı. Erkek çocuklarının her istedikleri yapıldı erkek kız evlat ayrımı oldu, erkek çocukları egoist yetiştirildi. Ve sonunda reddedilmeyi hazmedemeyen istediğini elde edemeyince canavara dönüşen erkekler toplumda türedi. Böyle yetişen erkeklerde çareyi şiddette, silahta buldular.
Peki, Türkiye’de kadın cinayetlerine adil yargı var mı? On altı yerinden bıçaklanan TRT Sanatçısı Hatice Kaçmaz’ı evlilik teklifi reddedildiği için öldüren zanlıya “aşırı sevgi” indirimi verildi ve bu indirimi veren de erkekti. Erkekleri kollayan bir yargı sistemi varken adil bir yargılama söz konusu değil. Erkeklerin lehine gelişen davalar oldu. Bu davaların on üçünde iyi hal indirimi yapıldı. Türkiye’de bir çok örneği bulunan kadın cinayetleri davalarında “Haksız tahrik” ve “İyi hal” indirimleri uygulanıyor. Hangi ceza o canları geri getirecek de bir de indirim adı altında kurtuluyor bu katiller?
Türkiye’nin kanayan yaralarından diğerine geçelim bu ülkede hava kararınca dışarıda rahat yürüyemeyen tek canlı kadındır yürütmeyense erkektir. Türkiye’de cinsel açlık sapıklık boyutundadır. Bir kadın olarak gece belli bir saatten sonra dışarıdaysan başına gelecekler şöyle; sen kaldırımda yürürsün ama o kaldırımları parselleyen önünde oturan erkekler genç yaşlı yaş grubu farketmeksizin sen gidene kadar gözleriyle ve sözleriyle taciz ederler. Yoldan karşıya geçeceksindir, beklersin her geçen araba kornalarıyla taciz eder, gideceğin yere sağ salim gittiğine bazen şaşırırsın ama dikkat et tenha yollardan potansiyel tecavüzcüler ve katiller çıkabilir, tehlike hep var. Tecavüze uğrarsın bir de adaletsiz adalet görürsün bu ülkede, mesela on üç yaşındaki kız çocuğu N.Ç’ye yapılan gibi yirmi altı kişinin tecavüzüne uğradığı halde Yargıtay’ın “rızası vardı ” indirimi gibi ya da eski yüzbaşı Bülent Aydın’ın tecavüzü gerçekleştiremeden yakalanması neticesinde cezasının indirilmesi… Bu ve bunun gibi örnekler o kadar çok ki bu ülkede adaletin kadınlara işlemediği bir yargı sistemi var. Gelişmek, ne yazık ki sadece yol, köprü yaparak olmaz zihniyetleri değiştirerek eğiterek olur. Adalet sağlanmadıkça caydırıcı cezalar getirilmedikçe susmamalıyız biz kadınlar. Özgecanlar Münevverler unutulmayacak…
Tüm söylemek istediklermi tam anlamıyla yansıymış bir yazı olmuş…
Ellerinize sağlık hislerime tercüman olan bi yazı dökmüşsünüz
O kadarda karamsar olmayın bence.kaygılarınız anlıyorum ama bu kadarda vahim diğil bence durum.Ve olmamalıda zaten.