Toplanın, Ölüyoruz

0
53

Yazmak için yazmak hatta yazamamak…

Bütün kelimeler manalarını yitiriyorlar bazen. Bir otogar, bir bilet, bir otobüs her şeyi çözecekmiş gibi geliyor insana. Başını alıp gitmek çare değil aslında. Zaten o baş size lazım değil ki hatta aklınızın başınızda olmaması lazım. Bırakıp gitmeniz lazım onu. Anca o zaman kurtulursunuz kederlerinizden. Evet, ben de sizin gibi insanlara güvenen, çiçekleri seven rengârenk bir dünyası olan insanlardanım. Yani daha büyüyemedim, çocuklar gibi şen insanlara sürekli güvenen bu dünyanın hala düzeltilebilir bir yanı olduğu inanan insanlardanım. Ama olmuyor gençler, olamıyor. Yani biz her gün üye kaybeden bir derneğiz ne yazık ki. Aslında iyi çocuklarız biz,  kimlik yaşı çift hanelerde gösterse de biz hala tek hanelerde yaşayan yalnız kalabalıklarda ki iyi çocuklarız. Ama çok üzüyorlar bizi çok kırıyorlar. Çiçekler açacak, ilk cemre düşecek, bahar gelecek diyorlar bize. Gelecek elbet ama içimizde ki kışa bir ateş yakabilsek ne kadar güzel olurdu. Duygularımız donuyor içimizde. İçimiz hala taş devrinde kalmış birisi gelsin de şu ateşi bulsun artık. Sonra sobayı bulsun birisi. Söz kestaneler benden. Portakal da bulurum bi’ yerlerden. Kestaneler bittikten sonra portakal kabuklarını üstüne koyarız güzel kokular yayarız her tarafa. Bulun da şu ateşi gerisi gelir işte…

PAYLAŞ
Önceki İçerikZeynep Abla ile Tiyatro Sohbetleri
Sonraki İçerikBaşka Hayatlarda Buluşalım
Furkan Deniz
Erzincan ‘ da okur, İstanbul’da yaşar ve her yerde yazar. Rüzgârı kendinden menkul bir uçurtmadır kendisi…