Kolumda bir ağırlık var
Gövdesinden büyük insanlığın
Zamana ayna tuttuğu
Dokunulmaz bekçileri
Susarak aradığım boşluklar
Her eksende kaybolduğum
Işıksız bir dünyanın
Çarpışık gözlere ulaşan
İnce ipince bir tılsımda
Aradığım, umduğum gibi
Yaşamak serüvenleri çocuk penceresinden
Dillerin yorgunluğundan
Sahte tebessümlere
Uzun bir yol harcayıp
Göğüslediğim gibi, hayat
Gözlerimin önünde çizgisiz
Kalemin doruğundan evleri
Sükuta ermiş bir nevi derviş
Dağınık parçalarım püsküllü kırlentte
Adım adım yanında
Hem uzağında
Hem kanında
Toprağın batağında
Yaşamak gibi aşk’ı
Kum dolu bedenlere
Torba niyetiyle hükmetmeyi
Çarpık bir yüzyılın ardında
Kilitlere bürünmeyi irtica sanarak
Dolu bir bardağa
Şeklini veremeyen o akışkan şey
Damağıma yapışan
Su serpintisi gibi boş yüreklerin
Kuşkusuz omuzlarında yatan
Şadırvan oluklarına damlayan
Rahmet vakitlerinde
Ucunda ince temrenli oklar
Bağcının nefesini düğümleyen
Taşların gölgesinde
Ölüm rüzgarlarına kapılıp
Bahara uzandı
Minik yürekler