Tanrıların tanrısı Zeus, Kronos ile Rheia’nın en küçük çocuklarıdır. Kronos, çocuklarından birinin ileride kendisini devirip yerine geçmesinden korktuğu için Rheia’nın doğurduğu her çocuğu doğar doğmaz yutmaktadır. Bu duruma dayanamayan Rheia, Toprak Ana Gaia ve Uranos’un da yardımlarıyla Zeus’u Girit Adası’nda Lyktos’ta dünyaya getirir. Rheia bu adada doğurduğu Zeus’u ulaşılması güç olan bir mağaraya saklar ve Kronos’a da yutması için bir beze sarılmış kocaman bir taş verir. Savaş erleri, oklarını kalkanlarına vurarak çıkardıkları seslerle küçük Zeus’un ağlamasının duyulmasını engellerler. Ameltheia adında bir keçi de Zeus’u besler. Zeus, büyüdükten sonra egemenliği elde etmek için bu keçinin postundan bir kalkan yapar.
Zeus, babasından intikamını alır ve egemenliği ele geçirerek, Olympos’ta taht kurar ve birçok sıfat alır. Bu sıfatlar; bulutları devşiren, şimşek savuran, Göklerde gürleyen, kalkan taşıyan, yağmur yağdıran, rüzgar estiren gibi sıfatlardır.
Kadınlara düşkünlüğü ile de bilinen Tanrı Zeus’un, ölümlü ve ölümsüz pek çok sevgilisi de olmuştur. Bu aşklardan bilinen birkaç tanesi şunlardır;
Hera, Zeus’un kız kardeşidir. Zeus bir kış günü, soğuktan titreyen bir kuş biçiminde Hera’ya görünür. Kuşun üşümesine dayanamayan Hera, onu avuçlarına alır ve göğsüne bastırır. Hera’nın onu göğsüne bastırmasıyla asıl kimliğine bürünen Zeus, Hera’yı elde etmeye çalışır. Buna karşı koyan Hera, Zeus’un kendisiyle evlenmesi şartıyla onunla birlikte olur. Hera Zeus’un birlikte olduğu kandınlar arasında resmi karısı olan tek kişidir. Hera kıskanç, inatçı, kinci bir kadın olarak bilinir. Evliliğin ve gebeliğin koruyucusudur. Çıplaklığı göstermeyen bol ve kıvrımlı giysiler içinde tasvir edilir. Üzerinde guguk kuşu bulunan bir asa taşır. Asanın üzerindeki kuş, Zeus ile olan aşkın simgesidir.
Danae, Argos kralı Akrisios’un kızıdır. Bir gün bir kahin Akrisios’a bir torunu olacağını ve bu çocuğun ileride kendisini öldüreceğini söyler. Akrisios bunun üzerine kızı Danae’nin biriyle ilişkisi kurmasını önlemek için onu tunç kaplamalı bir odaya kapatır. Danae’ye aşık olan Zeus, onu elde edebilmek için bütün engelleri yıkar ve tavandaki bir delikten altın yağmuru olarak Danae’nin kucağına düşer ve birlikte olurlar. Bu birliktelikten Perseus doğar. Bütün bu olanları öğrenen Akrisios, kızını ve torununu delikli bir sandığa kapatıp denize atar. Denizdeki dalgalar, sandığı Seriphos adasına götürür ve Danae burada Kral Polydektes’in kardeşi Diktys’in yanına sığınır.
Aigina, Irmak tanrısı Asopos’un kızıdır. Zeus Aigina’ya aşık olur. Kartal ve ateş biçime girip Aigina’yı Oinone Adası’na kaçırır. Aigina burada Aiakos’u dünyaya getirir. Kızı Aigina ve Tanrı Zeus’un peşine düşen ırmak tanrısı Asopos’u Zeus yıldırımlarıyla durdurur ve Asopos’u yatağına çekilmeye zorlar. Asopos’a yakalanan Zeus burada Aigina’yı bir adaya dönüştürür, kendisi de bir kayaya dönüşür. İo, Argos Kralı İnakhos’un kızıdır İo. Argos şehrinde Hera tapınağının rahibesidir. İo’ya aşık olan Zeus, bir buluta dönüşerek İo ile birlikte olur. Hera’nın bütün bu olanları öğrenmesinin üzerine Zeus İo’yu Hera’nın hışmından korumak için onu beyaz bir ineğe dönüştürür. Bu beyaz inekten kuşku duyan Hera, Zeus’tan ineği kendisine hediye etmesini ister. İneği zeytin ağacına bağlayan Hera, onu gözlemesi için başına Argos adında yüz gözlü bir canavar koyar. Bu canavar uyurken bile elli gözüyle İo’yu gözetler. İo’yu Hera’nın zulmünden kurtarmak isteyen Zeus, onu kurtarmak için Hermes’i görevlendirir. Hermes, köylü kılığında canavar Argos’un yanına gider. Ona kavalıyla öyle güzel şarkılar çalar ki Argos daha fazla dayanamaz ve yüz gözünü birden yumar. Böylece İo kaçar. İo’nun kaçtığını duyan Hera, Argos’u cezalandırmak için yüz gözünü birden çıkarır ve kutsal olan tavus kuşunun kuyruğuna serpiştirir. Hera İo’nun peşine bir at sineği takar. At sineğinden kaçan İo, bu kovalamaca sırasında birçok ülke, birçok deniz geçer. İo’nun geçtiği ilk denize İonya, geçtiği ilk boğaza da ”inek geçidi” anlamına gelen Bosporos adı verilir. Nil nehri kıyılarına kadar gelen İo, burada Zeus tarafından tekrar insan görünümüne kavuşur.
Europa, Fenikye Kralı Agenor’un kızıdır. Bir gün deniz kıyısında eğlenirken, Zeus onu görür ve aşık olur. Europa’yı elde etmek isteyen Zeus, uysal bir boğa kılığına girer. Europa, boğayı görünce yaklaşıp okşar onu. okşandıkça yere çöken boğayı görünce üzerine biner ve boğayı çiçeklerle süsler. Birden doğrulan boğa, üzerindeki Europa’nın çığlıklarıyla birlikte dalgaların arasına atılır. Boğa koştukça dalgalar iki yana açılıp onlara yol verir. Deniz tanrıları Nereid’ler, borularını öttüren Triton’lar ve Poseidon da onlara eşlik eder. Boğa kılığına giren Zeus ve üzerindeki Europa , Girit Adası’nda dururlar ve burada birlikte olurlar. Bu birliktelikten Minos ve Rhadamanthys doğar. Leda, Aitolia Kralı Thestios’un kızı ve Sparta Kralı Tyndareos’un karısıdır. Leda, bir gün gölde yıkanırken onu bembeyaz bir kuğu kuşu okşar. Aşık olduğu her kadını kılıktan kılığa girerek elde eden Zeus, bu kez de kuğu kılığına girerek Leda ile birlikte olur. Bu birliktelikten iki yumurta meydana gellir. Yumurtalardan birer ikiz çocuk doğar. Bu çocuklardan ikisi Zeus’tan, ikisi de Leda’nın kocası Tyndareos’tan olur. Alkmene, Amphitryon’un karısıdır. Oldukça güzel ve erdemli bir kadındır. Zeus, amacına ulaşmak için bu kez de Alkmene’nin kocası Amphitryon’un kılığına girerek Alkmene ile birlikte olur. Zeus’tan bir süre sonra savaştan dönen Amphitryon da karısı Alkmene ile birlikte olur ve bu birleşme sonucunda ikiz çocukları olur Alkmene’nin. Bu çocuklardan biri Zeus’un diğeri ise kocası Amphitryon’undur. Zeus’un bilinen en sıradışı aşkı Ganymedes, Frigya Kralı Tros’un oğlu ve ölümlü insanların en güzeli olarak bilinir. Zeus bu kez güzel oğlan Ganymedes’e aşık olur ve sevgilisini bir kartal sırtında kaçırır. Kaçırdığı sevgilisi Ganymedes’i ölümsüzlüğe ulaştırır. Ganymedes, tanrıların şarap sunucusu olur. Zeus daha sonra Ganymedes’e karşılık babasına tanrıların kullandığı atlara benzer iki at hediye eder.
Aşık olduğu kadınları, bazen de erkekleri baştan çıkarmak, elde etmek adına yapamayacağı şey olmayan Zeus, çeşitli görünümlere bürünerek kafasına koyduğunu yapmış, bütün istediklerini elde etmiştir.
İlkay Hanım merhaba,
Öncelikle cahilliğimi bağışlayın.
Yazınızı zevkle ve bir solukta okudum. Zeus’u artık çapkın bir tanrı olarak bileceği 🙂
Merak ettiğim şudur, bu tanrılar ve yaşanan olaylar uydurma mıdır? Uydurma ise bu sanatsal olarak uydurulmuş ve herkesin gerçek olmadığını bildiği şeyler midir? Yoksa ciddi anlamda bu tanrıların var olduğuna inanılır mı? Bir kaç araştırma ile belki bulabilirim bu soruların cevaplarını ama sizin yalın anlatımınız daha iyi anlamama yardımı olabilir.
Yorumunuzu bekliyorum, teşekkürler.
Boşuna aşk tanrısı olmamış adam. Zeus’un sevgili sayısı kadar kızla göz göze gelmişliğim yok.
Tanrı olmak Zeus olmakmış. Zeus gerçek anlamda bir mitolojik tanrıda olması gereken ne varsa barındırıyor. Tanrı Zeus ve tanrıçaları müthiş hikayeler içeriyor. Bu hikayeleri belki tek tek ele almak gerekir.