21.11.2016 Pazartesi
Siz hiç unlu mamüllerin yanından geçer misiniz? Bendeki de Soru(n) işte SORUN diye beklemeyeceğim: Sor(un)lusu hala üretimde çok yakında paketlenecek.(diğerleri hazır)
İşte size tazesinden bir Sor(un)lu hem de en çıtırından:
Hocam bana bu soruyu 3.dersin son on dakikasında anlatacağını söylemişti. Arkadaşlarımın bana engel olma bahanesinden bir türlü yanına uğrayamadığını söyledim. Beni yanına çağıracağı korkusu vardı tabii. İlk benim sorum çözülsün diye yapıştım öğretmen masasına. Ver şu kalemini yapamadın mı bunu, ben size ne zaman anlatmıştım? Ali sen bu derste var mıydın? Veli gel bak şu soruya sen yapabilecek misin bakalım?
Ali-Veli Ali-Veli…
49…50 …
Hocamla o günden sonra Veli’nin nasıl veli bir şahsiyet olduğu yönünde anlaşıyorduk. Velilerinizi çağırın dediğinde en arka safhalara saklamaya çalıştığım annem ve ben bir de yapamadığım soru(n)m yüzünden en arkalara düşmüştük. Sorum neyse ki çözülmüştü. Bak işte annemin bile masadaki soruyu görmesi ne güzel değil mi? Bir de gözünden kaçtığı şeylerin olduğunu söylerim daha geçen gün Öğretmeninize Sor(un)! Dediğini hatırladım…
Sor(um) çözüldü anne diyesim yok şu aralar…
Sorunuzu çözemezseniz saat 17.00 ile 18.00 arasında etüt merkezi faaliyetteymiş. Bakıyorum ekmek kuyruğu gibi uzayıp gidiyorlar. Masada oturan beyaz önlüklü Neco Dayı’ya benziyor şu adam, deyince Veli demez mi: Seni hocama diyeyim de sor(un)u çözmesin.
Ben zaten sor(un)umu çözemedim. Siz Sor(un) durun…
Ekmekçi Necati Dayı diyesim varsa da bir yönden haklı gibiyim. Bazen avukat gibidir, sorularına gönül dayanmaz, bazen gerçekten eli ekmek tutan fırıncı gibidir; hanesi fırının karşısındadır. Sabahları günaydın dememeyi pek bir sever,(Elindeki sıcacık çöreğe bakıyorum da gerçekten çok sıcakmış, fakat ne yazık çabucak soğuyor!)evinin karşısındaki fırıncıdan baharatlı çöreklerden alır koridorlar hep baharat kokar. İşte bakın Veli’nin test kitabının araları hep baharattır!
Tüm sorular tüm hızıyla çözülüyordu. Benim sorularım malum soru sayılmazlar. Tıpkı annemin dediği gibi balıktır onlar. Bizim havuz problemlerimizdeki balıkları hiç duydunuz mu? Bakın ben söyleyeyim bir havuz 3 saatte dolar 3 saatte boşalır, balıklar(sazan cinsleri) ölene kadar çırpınır.3 saat sonra da çöpçü balıklarını salarlar üstlerine…
Sıra bana geldi, cebimdeki buruşuk test kağıdını çıkarıverdim. Veli’nin kitabındaki o itinalı çözümler, ben de,Sor(un)un x’i de y’si de gözükmüyor. Allah Allah şimdi bilinmeyenler de yok dedim içimden Necati Bey soru(n)larına başlayacak: Hani bilinmeyenler?
Sayayım mı hocam?(sayamam hocam!)
Necati hoca gözlüklerini Veliye tasdikle bana nispetle bir çıkardı bir taktı.(Necati hoca diyorum ortam gergin)
Evladım soru(n)u sormaya ne hacet var ki? Sor(u)nun bilinmeyenleri bile belli değil. Daha sorduğun soru(n)dan haberin yok senin. Sana şimdi ne demeli?
Veli’nin daha önce rastlamadığım kıs kıs gülüşlerine tanık olmuştum. Necati Hoca’nın güldükçe ağzından sıçrayan baharat ve susamlarından haberi olmadığı gibi soru(n)dan da haberi yoktu…Arkamı döndüm, tek çareyi eve gitmekte buldum. Necati Hoca: Senin sor(un)un ne evlat? Deyince bir kere daha hakkımı kaybettiğimi anladım. Necati öğretmen soru(n)mu ben soru(n)umu çözemeyince soru(N)ları yine ezberlemeyi yeğledim. X’ler Y’ler in önünde kuyruk oluşturan insanlar gibi sıradalardı. Ne zaman Necati Hoca: Hadi bu soru(N)yu çözün dediğinde Sor(un)lu mamüllerin karşısında aynı baharatlı çörekler tüketilirken aynı sor(u)nların üretildiğini görürüm.
Taze, dumanı üstünde bir Sor(UN) daha çıktı işte! Karşı ki fırından…