Heykeltıraş Sonia Serpil Aslan ‘ın eserleri ile sanat severler çocukluğun karanlık odalarına yolculuk ediyor
Sonia Serpil Aslan, eserleriyle izleyiciyi çocukluğun gizli ve karanlık odalarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Değindiği gerçekliklerle insanları duygusallığa sevk eden sanatçı, bizleri bir türlü yüzleşemediğimiz korkularımızla karşı karşıya bırakıyor. Geçmişin, içinde bulunduğumuz anın ve geleceğin arafında kalan çocuklar, bu korkuları gerçekçi bir sertlikle yüzümüze vuruyor. Bu sertlik zaman zaman ürkütücü olsa da, bilinçaltımızda gizlenen endişe ve korkularla çocuk bedenleri üzerinden karşılaşmanın özgün hazzını yaşama imkanı buluyoruz.
Psikoloji ve felsefe Sonia Serpil Aslan’ın en çok beslendiği alanlar. Psikolojik analizler sanatçının düşünsel altyapısını oluşturuyor. “Carl GustavJung, Sigmund Freud, Alfred Adler, JacquesLacan,Irwin D. Yalom, AndrianFurnham gibi önemli psikiyatrların kitapları benim başucu kitaplarımdır.” diyen Sonia Serpil Aslan, araştırmalarının düşündüğü problematiğin çerçevesinde okumalar yaparak şekillendiğini; teoriyle başlayıp pratiğe geçerek devam ettiğini belirtiyor.
Sanatçının bilinçaltı, rüya, kimlik, cinsellik, toplumsal yargılar, travma, ölüm, spiritüalizm, okült gibi kavramları tercih etmesi ise tamamıyla kişisel algısı ile ilintili. Sanatının toplumda anlaşılır olmasını ve insanların hayatlarında bazı şeyleri sorgulamaları için bir seçenek sunmasını isteyen Sonia Serpil Aslan, bu arzusunu izleyicide bıraktığı etkiyle zaten gerçekleştirmiş oluyor.
Psikoloji ve felsefeden beslenen bir sanatçı olarak açmış olduğu kişisel sergilerinin isimlerini debu doğrultuda belirliyor. Amigdala ve Eudaimoniaserilerinde de nörobilim ve ruh sağlığı terimlerini tercih etmesi bu sebepten kaynaklanıyor. Amigdala ve Eudaimonia kavramları ne diye soracak olursanız, duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasındaki primer role sahip bir bölge olan Amigdala, beynimizin duygu merkezidir. Başta korku olmak üzere duyguların denetiminden sorumludur. Beynimizdeki bu badem şeklindeki yapı bizim duygusal ve sosyal tepkilerimizden ve anılarımızdan sorumlu. Sonia Serpil Aslan ilk solo sergisi “Amigdala” ile insanlarda amigdalalarını tetikleyen duyguları harekete geçirmeyi ve izler bırakmayı hedeflemişti.“Eudaimonia” adlı ikinci solo sergisiyle ise insanların duyguları arasında bir geçiş yaşamalarıydı amacı. Eudaimonia kavramı (YunacadaEu: İyi, Daimon: Ruh), iyi olma, iyi hissetme hali, mutluluk olarak isimlendiriliyor. Sergiyi gezerken ilk hissedilen duygular, serginin ismiyle bir çelişki yaratarak “Mutsuzluk” ve “Gizem” ekseninde şekilleniyor.
Contemporary İstanbul’da 3 eserini izleyebileceğiz
Sanatçı Sonia Serpil Aslan, “Çocuklarım” dediği Amigdala ve Eudaimonia sergilerinden bu benzersiz heykellerle, bu yıl 14-17 Eylül tarihlerinde düzenlenecek Contemporary İstanbul’da yer alacak. Contemporary İstanbul’da görebileceğimiz eserler: “Purgatory/Araf”, “İnsomnia” ve “Shame/Utanç”. Sonia Serpil Aslan’ın bu üç eseriyle kişiliğimiz, psikolojimiz ve hayata bakışımızı etkileyen tüm kavramları “çocuk psişeni” üzerinden sorgulayacağımız kısa bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculuktan herkes kendi payına, kendi çocukluğuna, kendi kaçışlarına düşeni alarak ayrılacak. İşte bu yüzden önce hatırlayacak, sonrasında yüzleşmemiz gerekenlerle yüzleşeceğiz…
Başarılı bir sanatçı yapıtları muazzam etkili. Tebrik ediyoruz onu