Sokak Tiyatrosu -2

0
135
Sokak Tiyatrosu -2

Aldırma Gönül Partisi’nin Kadın Kolları
” Atomu parçalamaktan çok daha zordur, önyargıları yıkmak…”(Albert Einstein)

  Rahmet ayı içinde olduğumuz defaatle hatırlatılsa da iş sadede yani  fiiliyata  gelince ne rahmetten, merhametten  ne de aftan eser kalmıyor.  Neden mi böyle diyorum , geçen hafta Alanya müftüsünün açıklamasından kaynaklı bir sitem benimkisi…
  Söylenen sözleri okurken acaba bir yanlışlık olmasın diye de teyid etme doğrulama ihtiyacı duydum.
Hangi ifadeden bahsediyorum diye  soruyorsunuzdur ,  hemen açıklayayım.
Şöyle ki, Gayrimüslim olanlara rahmet , bağışlama dilemek  sakıncalı imiş. Alanya müftüsü geçenlerde  bu konuşmayı trafik kazası sonucu hayatını yitiren Alanya Spor’un çok sevilen oyuncusu Josep Kural ‘ın cenazesi sonrasında yapmıştı.
Müftü Bey’e tepkiler çığ gibi büyüdü. Eminim , sakince oturup nefeslense kendisi de böyle izahta bulunmuş olduğu için üzülmüştür. En azından ben öyle umuyorum.
Eh, müftü de olunsa kişi hata yapar.  İnsan evladıyız  , beşeriz şaşarız.
İftar yemeğinde  arkadaşlarım  Kalçalı Naciye , Meraklı Melahat , Acele Bacı Fikriye Baldudak Nuriye ile birlikteydim.    Kendileri aynı zamanda Aldırma Gönül Partisi’nin kadın kollarının aktif üyeleri…El elden fikir fikirden üstündür diye müftünün sözlerini kendilerine de söyleyip fikirteatisinde bulunmak , istişare etmek istedim.  Yemek bahane sohbeti canan pek şahane…
Sahura kadar oturduk , dertleştik diyebilirim.  Meraklı Melahat kendisinin deist olduğunu zaten dinler diye bir şeyin olmadığını dolayısıyla müftü ,papaz ya da Haham kim olursa olsun tüccar kılıklı memurlar olduklarından dem vurdu. Kalçalı Naciye deist ne demek diye sordu. Deist, Yaratıcıya İman  etse de herhangi bir dini inancının olmadığı kişi diye ekledi, Baldudak Nuriye.
Son Zaman’larda  deistlerin sayısında hayli bir artış oldu. Bu artışın nedenlerinden biri de yukarıdaki açıklamaya benzeyen talihsiz ifadelerin varlığı….diyen Acele Bacı Fikriye  sözlerine şöyle devam etti; kızlar bir düşünün adı İslam olan bir dinin barış esenlik üzere olması gerekirken kendisine Müslüman denilen bir adamının esenlikten selametten uzak tavrının bu dinin inananları tarafından sorgulanmıyorsa bu da ayrı bir muammadır.
Meraklı Melahat  birden atıldı, bir kişinin yanlış ifadesi ile koskoca bir dini anlayışı zan altında bırakmayalım. Sizlere İslam tarihinden örnek vermek istiyorum dedi.
Hepimize kal gelmişti.  Hayret doğrusu dedik, Meraklı Melahat ve İslami açıklama !
Sevgili arkadaşımız, sen yakın yakın zaman önce bir basın açıklaması yapıp eşcinsel olduğunu ne dinlere ne de Tanrı’ya İman  etmeyen bir ateist olduğunu söylemiştin, bizler yanlış mı duyduk ?
Doğru duydunuz diye belirtti, bir kişi ateist ya da eşcinsel diye inançlar Hakkı’nda dinler Hakkı’nda kitaplar okuyamaz mı? diye çilek hoşafına kaşığını salladı.
Hepimizi aldı bir gülme…
Çocukluğuma bir kaç dakika da olsa gidip geldim. Keskin sınırlarla içinde sadece beyaz ve siyah rengin olduğu farklı renklere açık olmayan bir yaşamın ferdi idim. Haram ve helal diye çizilen sınırlar hiç esnemiyor, bir açık kapı aralanmıyordu. Başörtülü olarak geçirdiğim yıllarda dini  sadece beş şarta indirgemiş, hoşgörüden uzak yaşamamış mıydım?
Arkadaşlarım gerçekten çok renkli dünyalardan ışınlanıp hayatıma merhaba demişlerdi. Onların yaşam tarzı , bakış açılarının benim kadar sığ olmaması , dinin kendisi hakkında yıllarca öğretilenlerden de farklı yorum, tefsirlerin varolduğunu hatırlatmaları ile inanç yelpazemi genişletmiş, renkli bir bakış açısına sahip olmuştum. O  kaskatı geçen senelere içten içe yanıyor muyum diye düşünürken , arkadaşlar huhuhuhu bak kim geldi diye seslendiler.
Hacı Baba Tekkesinden yobaz Nuri’nin kızı Sivilceli Necmiye sahura balık ekmek getirmişti. Balık ekmek diyorum da rahmetli babaannem yumurtalı ekmeğe  böyle derdi.
Çıtır çıtır kızaran ekmeğe az kimyon iyi oluyor dedi ve ekledi Sivilceli Necmiye, duydunuz mu kızlar geçen günkü Alanya Müftüsü’nün sözlerini!
Heh biz de zaten açıkoturum yapıyorduk.
Sivilceli Allah’ın rahmetini sadece bir grup inananın tekeline almanın çok yanlış olduğunu hatırlattı.
Kuran-I Kerim’de Ali İmran Suresi 19. ayette ” Din olarak size İslamı seçtim”, ayetinin önyargılı olarak din adamlarınca söylendiğini belirtti. Ayeti daha doğru anlamak adına kendinden önce ve sonra hangi ayetler var bunların iyi anlaşılıp , olaya zamana duruma ve hatta topluma göre tefsir edilmesi gerektiğinin altını çizen yobaz Nuri’nin kızına katılmamak mümkün değil.
İslam , esenlik barış teslimiyet sadece Hazreti Muhammed’in tebliğinde olan bir dinin adı olmadığını yine Surenin 20. 21. ayetlerinden anlaşılıyor.  Peygamberlerin atası babası olarak  bilinen Hazreti İbrahim’in Yaradan’a olan çıkarsız koşulsuz İmanı ve teslimiyetin adıdır, İslam.
Müslüman da böylesi bir İmana sahip kişidir. Yani müslüman ; sadece Hazreti Muhammed Peygamber’in takipçisi olmayıp , kökleri Hazreti İbrahim’e dayalı mayasında af, mağfiret Barış , huzur, esenlik ve Yaradan olan Allah’a tam bir teslimiyet içerisinde olan zattır.

Bu bağlamda af ve rahmet her kim olursa olsun Allah’a teslim olup çıkarsızca bağlanmış her kulun hakkıdır.
Cehennem müfettişliğinin İslamiyette yeri yoktur.
Vay be  aferin sana yobazın kızı Sivilceli Necmiye diye bizim eşcinsel Meraklı Melahat söz topunun peşine takıldı. Demincek yarım kalmıştı sizlere İslam Tarihinden Siyeri Nebi yani bizzat Peygamber’in hayatından örnek verecektim. Yeri gelmişken basket yapayım diyerek bizi Asrı Saadet devrine yolculuğa çıkardı.
Ebu Talip !
Hz. Muhammed’in amcası olup ömrü hayatında kelime-i şahadete gelmese de ölümü pahasına yeğenine sahip çıkıp onu desteklemiştir.
Peygamber amcasının vefatında hüzün yaşadığı için o yıla hüzün yılı da denmiştir.
Gözyaşları içinde ah canım amcam , Allah’ın rahmeti , affı seninle olsun diye  de her zaman niyazda bulunmuştur.
Bu sefer de helal sana Meraklı Melahat diye biz coşkuyu vermiştik.
Sahura kadar olan hoş muhabbet sonrası , bir kere daha emin olmuştum ki
Her kişi er kişi olamıyor. Er kişi olmak kindar olmamak , af ve rahmet eksenli tefekkür edip , yaşamını ona göre şekillendirebilmek demek olduğunu bir eşcinselden inanç eksenli konuşma dinleyerek öğreneceğim hiç ama hiç aklıma gelmezdi.
Din adamlarımız dini tekellerine almak yerine daha hoşgörülü olabilseler keşke diye Kalçalı Naciye çayları tevzi etti. Afiyet , şifa ola…
Aklımıza gelmeyenlerin başımıza geldiği, ilginç zamanlardan geçiyoruz.

Hayatımız,  akibetimiz hayrola….