12 yaşında grafitiye başladığını söyleyen Fransız olduğu bilinen Kidult, adını çocuk ve yetişkin (kid ve adult) kelimelerinin birleşmesinden alır. Kendisine bu ismi yakıştırmasının sebebi çocuk gibi çizip, çocuk gibi doğruları söyleyen bir yetişkin olmasıdır. Sokak sanatçılarının sonsuz bir değişimde olan topluma adapte olması gerektiğinin bilincinde olan Kidult, sanatını herkese açık galeriler olarak gördüğü sokaklarda, inşaat alanlarında, bilboardlarda, raketlerde hatta dükkan vitrinlerinde icra eder. Sokak sanatçısının yanı sıra politik bir aktivisttir.
Amerika ve Fransa’da aktif olan Kidult klasik sokak sanatçılarından farklı bir yol izler. Estetik görseller yaratmak yerine globalleşen dünyayla birlikte güçlenen tüketim toplumuna ve onun araçlarına saldırır. Çok uluslu, toplumsal olaylara kayıtsız kalmış, ırkçı , aşağılayıcı, seksist, homofobik tavırları olmuş markaları, mekanları ve onların reklam araçlarını hedef seçer. Kapitalizme karşı gölgelerde hareket eden aktivist bir sokak sanatçısıdır. Yangın tüplerini boyayla doldurarak dükkan vitrinlerine ve duvarlarına boydan boya adını ya da mesajını yazar. Farkındalık yaratıp olanları duyurmak, unutturmamak ister. Göz ucuyla da olsa bakmadan geçemediğimiz reklam panolarını kendi amacı doğrultusunda kullanır. Tüm derdi ne satın almamıza karar vermek olan medyayı kendine karşı kullanır. Biboardlardan ve raketlerden reklam posterlerini toplar, görselleri ve sloganları değiştirip geri asar. Yarattığı bu eserlere imzasını atmaz. Görenleri şok etmek, düşünmeyi unuttuğumuzu hatırlatmak ister.
Sanatın sanat galerilerine hapsedilip tüketilebilir bir objeye dönüştürülmesinden büyük rahatsızlık duyar. Sanatçının toplumu şok eden, düşündüren, tartışmasını sağlayan bireyler olması gerektiğini vurgular. İcra ettiği sanatın günümüz dünyasında ilegal/yasadışı kabul edildiğinin farkındadır. Sistemin kölesi , toplumun mahkumu olmamak için yapması gerekeni yaptığını düşünür. Özgür iradesiyle potansiyel tüm riskleri alır.
Kendi sözleriyle “Düşüncelerin resmini yapıyorum, mevcudiyetin resmini yapabilecek kapasitem yok”.”Benim amacım kendimizi yeniden değerlendirmemiz. Benim sanatım soyut, aestetik, özgürlükçü, ideolojik, toplumsal ve politiktir. Tüketilebilecek bir eşya değildir..”