Vakit yaklaştı, anlarım susmaz
Işıkların perde aralarından zamana dokunduğu
Gecelerin soğuk, uzun ve karanlık perdelerde
Sahnelerin yalnız oyuncusu
Durakta günler çalınıp ardından
Pencerelerin saksılarla donatılıp
Karanfil kokulu damaklara taktığım
Seyrek gözlere sokulup tülbentlerin
Zarif kumaşlarından gözlere
Dolanmış tahta kapılı avlunun
Mihrap gölgelerinde yoksunluk
Askıda uykulu uzanmış bir bardak
Sıcaklığından yüze değen tesiri
Koşulsuz umutlara bağlandığımız
İzinlerin aralık tenha yokuşlarından
Sıhhat söylemleri ardı kesilmez
İçimde dünyaya saldığım ufak kesitler
Beyhude harcanıp özlem duyduğum
Fakat ellerimin ucunda kırılan
Tarafım, tarafın, tarafsız -sınız-
Bileklerimin etrafını saran iplerin
Zincirlere dayanıp kör dokularda
Bağlandığı gibi uzun uzadıya
Tükenmez saf dokunuşları
Görkemli tabiatın renkli çeliklerinde
Erimiş şekerin suyunda
Yudum yudum tadına doyduğum
Çocukluk uzun yıllarından
Yanlış bakışmalar anlaşmazlıklar
Ortasından sıyrılıp rahatın
Sürekli bir gözden gözlerden -gözünden-
Saklanıp zemin mat boşluklara daldığım
Uzaklaşıp hayatın bulutlara eriştiği
İnce çizgileri aşarak yakındığım
İçimde tükenmeyen bir acının yankısı
Sallana sallana gövdemden aşağı
Rahatsız bir halin içimden
Boşanıp yağmur birikintilerine
Sofralarda boynu bükük
Dertlerin kursağımda takılıp
Beni nazlı bir ölümün beşiğinde
Başıboş bıraktığı gibi zaman
Sıhhatim iyidir gönlüm hoş olunca
Gönülden gönle bir hal
Gözde bir bakışla
Yıpranmış bir kağıtta
Ya sonunda ya da ucunda
Dikenlerini hep üstüme batıran
Dost görünümlü yabani otların
Üstünde hayatın acı sahneleri
Koynumda beslediğim
Günü geçmez bitmez şarkıların
Zarif dokunuşlar umduğum
Kararsız gölgeden içime düşen mızraklar
Boğuk mırıldanmalar uzaktan ta uzaktan
Bir kalbe dokunmayı usta ellerde
İşlenip nakışsız düşe kalka düşlerin ortasında
Yaşamın diri çağında soğuk sessizlik