Merhaba,
Senden beklediğim tek şey vardı: Sevgi…
Sen istemedin.
Uyudum uyandım.
Uyandım uyudum.
Hep yanımda sen vardın.
Seni hayal edip durdum.
Seninle uyuduğumun farkına bile varamadın.
Ama ben uyudum senin gözlerinde.
Bir rüya oldun, aktın gözlerimden.
Yaş oldun.
Güzeldim belki.
Sen de özeldin.
Güzellik bulutundan yağan kar gibiydin benim için.
Gök gürültüsü ve sağanak…
Delilik şişesini denize bıraktım.
Sen oku diye…
Bir mektup var senin için.
Belki okursun gülümsersin en içten.
Belki ağlarsın en içten.
Bir kedim var.
Çok tatlı.
Senin gibi.
Özel bir dağarcık yarışması gibisin hayatımda.
Mevsimlik penceremden akan bir damla kan oldun, yaktın.
Belki anlarsın diye bekledim.
Anlarsın.
Bilemedin.
Bekledim.
Daima bekledim.
Sen gelmedin.
Hiçbir şey beklediğim gibi olmadı.
Seni bekledim.
Seni defalarca sordum.
Cevap vermedin.
Delilik denizinde kaybolmamı bekledin.
Bir kedim var demiştim.
Senin gibi tatlı.
Onunla yatıyorum.
Rüyalarımı süslüyor akşamlar.
Bir kahve kurusu gibi yalnız taneciklerin içindesin.
Duymuyorsun.
Duysan keşke.
Gözyaşım olup aksan ellerime.
Dua olup delsen yüreğimi.
Fısıltılarımı, gözyaşlarımı görsen keşke.
Sussak keşke.
Bakışsak doyasıya.
Gözlerimiz birleşse keşke.
Hiç ayrılmasa.
Elimden tutsan.
Hiç bırakmasan.
Ayrılmasa gözlerimiz, hiç başka yere dönmese.
Uzak kalan hayallerin peşinde ölmesem.
Bir ses olsan kulağımda çınlayan.
Adım gibi elinde kalem bir yazı olsan kağıda taşan.
Ben yanında dolaşsam, hep seni sayıklasam.