Evin kapısını açar açmaz Hakan abi karşım da belirdi sinirliydi, tüm gece benim eve gelmemi beklemiş…
‘Sen ne yaptın söyle bir bana bakayım ne bok yedin dün gece?’. ‘Sordum abi.’ dedim. ‘Beni neden sevmedin?’ diye sordum… Hakan abi öfkesinden deliye dönmüştü… Başladı söylenmeye. ‘İyi bok yedin! Ben sana dedim ama dimi? O kızla olmaz diye’ … Sakinleşti … Sabaha kadar ‘Sormasın bu soruyu’ diye.Tanrıya dua ettiğim o soruyu sordu…‘Peki, o sana ne söyledi ?’ .
Sustum… Adran’ da susmuştu zaten cevap verememişti o gece; Kaldığı apartmanın önün de elleri, ellerimi tutarken gözleri gözlerimden kaçarken… Hem zaten birine ‘Beni neden sevmedin?’ diye soru sorulmaz ki… Bu bildiğin bir intihar… Al şu silahı kafama sık… Demenin başka bir yolu. Sevememiş yani ‘Sebebini neden sorguluyorsun ki?’ Bana güvenemedi belki de…
Çünkü benim param yoktu, babamın da parası yoktu. Üniversite okuyordum ve yazmak dışında hiçbir yeteneğim yoktu… Sahip olduğum her şeyin bedelini çalışarak ödüyordum… ‘Kim ne yapsın beni?’. Sevgili olsak ne olacak? ‘O’nun istediği bir Pazar kahvaltısını ben başkasına kahvaltı servisi yaparken karşılayabilirim anca…
Tüm bunları kafamın içinde sorgularken Hakan abi cebinde ki ‘Camel ’i çıkardı ve bana uzattı… ‘Tamam, lan tamam olan oldu: Siktir edeceksin hem sana kız mı yok? Gençsin, okul okuyorsun, sigortalı bir işin var yakışıklısın. Çıkar elbet biri karşına al yak şunu.’ Dedi…
Gözaltlarım uykusuzluktan mosmor ellerim aşırı alkolden sonra zangır zangır titriyordu. Hiçbir şey demeden sigarayı aldım yaktım. Oturma odasına geçtik, Hakan abi oturmadan önce dolabı açtı birer tane bira aldı. Karşılıklı oturduk…
Hakan abi elindeki biralardan birini oturduğu tekli, koltuğun önündeki sehpaya, diğerini bana uzattı. ‘Al iç şunu kendine gel Bülent!’ dedi. Uzattığı birayı aldım kafama diktim. Oturduğum koltuğun köşesine koydum Hakan abiye döndüm… ‘Hakan abi bu hayat neden böyle, eneden benim kazanmam gereken savaşları bir başkası savaşı yaratmış gibi kazanıyor, neden Adran şuan benim yanımda değil de o orospu çocuğu mütahit’in oğlu Mustafa’nın yanında hatta koynunda?’ Dedim…
Hakan abi camel sigarasını yaktı birasından yudumladı siniri geçmişti…
‘Hayat yeğenim, bu işte; Tam olarak bu; Sen ne kadar çabalarsan çabala doğduğunda yenik başlamışsın bir kere: Başında anan yok, baban yok, olacağı buydu zaten…’. Biradan bir yudum daha aldım ellerimin titremesi geçmişti… ‘ Sahi mi abi?’ dedim… ‘Bu mudur yani, Bu hayatın kanunu bu mudur? …
‘Sen ne kadar çabalarsan çabala, elinde bir fırsat ile doğmamışsan, ne kadar imkân yaratsan da kendine; Hep bir takım zaaflarına yenik düşersin Bülent.’ Dedi…
Tam hikayeye girdim bütün acılarımı masanın üstüne koyup sigaramdan nefes çekiyordum ki 1. Bölümün sonuna geldim. Devamını bekliyorum. Başarılar.