Değer, herhangi bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçüdür. Değer yüklenilmesi için önce bireyin bunu algılaması, düşünmesi, anlaması, bilmesi gerekir. Şeylere değer veren, onları değerli değersiz kılan insandır. Değer var olandan sonradır ve dildedir.
Dünyamızda değerli olan ne varsa, kendi içinde bir değere sahip değildir. Doğa değerden yoksundur. Ona değer veren, yükleyen insandır. Bu yüzden değerlidir. Dolayısıyla değer sırf insanla, insanın yaptıklarıyla, başarılarıyla ilgilidir.
Mesela insanın üretmediği bir şey olsun ama değerli olsun. Aslında değerli değildir. Değeri biz yükleriz ona. Bu bizim anılarımızdandır, faydasındandır, ona biçtiğimiz fiyatıdır.Yani kendiliğinden olan, değeri-boş-olmayan nesneye biz bundan dolayı değer yükler; değerli, deriz.
Nesnenin değerli olması da insan üretimi olmasındandır. Yani insan üretmelidir. Ama bu da yeterli değildir; nesnenin benzerleri arasında ayırıcı özelliği onun kişi için değerini belirler.
Değer görecelidir de aynı zamanda.Mesela sana hediye edilen kitap değerlidir ama başkası için bu kitap değersizdir.
Buraya kadar değerin kişiselliğinden bahsettim. Ama değer aynı zamanda toplumsaldır da. Yani değer toplumsal yaşamdan ayrı değildir.
Bu bakımdan değer ve değerler farklı şeylerdir. Değerler var olan şeylerdir. Felsefe, bilim, bilgi, ahlak, vs insanın değerleridir. Değer ise bir şeyin değeridir, bir şeyin bir çeşit özelliğidir.
İnsanın değeri, bireyin nesne ile kurduğu ilgidir. İnsanın değerleri ise eserlerle veya kişilerin yaptıklarıyla ,yaşamlarıyla gerçekleştirilen insan fenomenleridir.
Buna göre değerler var olan şeylere ait bütün imkanları kapsarken, değer, var olan şeyin kendisiyle aynı türden olan şeyler arasındaki özel yeridir.
İyi, güzel, faydalı, doğru nedir sorular, vs. değerlendirme etkinliğidir.
Saygı, dürüstlük, adalet, eşitlik, vs. değerleri sorgulamaktır.
Değerlendirmeleri kişi kendi yaşamında yapar.
Estetikte güzel olan değerlidir. Estetik değer sanat yapıtına bağlı olarak oluşur çünkü eseri insan yapar. Bir eserin değeri insanın bilincinden geçerek değer kazanır; onu algılar, bilir, yorumlar, anlar…
Bir yapıtın değerlendirilmesi 3 aşamadan geçer:
- anlamak
- kendi alanında bir yere oturtmak ve kendi alanındaki yerini değerini belirlemek
- İnsan, dünya için anlamını etik-ahlak-açısından bilmek.
Sanat yapıtını değerlendirmede kişi-yapıt arasındaki bağa bakılmalıdır. Bu bağ fiyatı kapsamaz. İhtiyacı kapsamaz. Sanatın değeri insan yaşamındaki yeridir. İnsani değerler de sanatın konusunu oluşturur. Dolayısıyla bir yapıta bakarken üretildiği zamana, döneme ait ip uçları verir. Bu nedenle değersiz ‘ Sanat ‘olmaz. Çünkü değeri insan verir. Sanatı insan yapar
Günümüzde değerin belirlenmesi zor ve karmaşıktır. Sanat yeniden üretilen ve eleştirilen bir değerdir; çünkü sanat yapaydır ve organik olarak insana bağlı olarak yeniden üretilir. Bu yüzden estetik değer çok farklı bileşenlere bağı olarak değişir. Değer ve değerlendirme ilişkisi estetik değerde önemlidir.
Sanat insan ürünü olduğundan ve insanla birlikte değiştiğinden estetik değer, değerlendirme kavramı ve ona bakanın da yüklediği değer de ona göre değişir. Bu yüzden evrensel bir değerden de bahsedilemez.
Sanatın var oluş nedeni farklılıklar taşımaktadır; örneğin bazen duyguların dışa vurumu şeklinde (Munch-Çığlık-), bazen çağrışımlarla ( Picasso-Avignonlu Kadınlar-), bazen de ikisi birlikte ( Courbet –Taş Kıranlar-) şeklinde olur. Sanatçının içinde yaşadığı dönemin tarihsel – ekonomik özelliği, din, felsefi görüşler, bilimsel buluşlar hatta estetik deneyimlerin bile sanatçıyı etkilemesi sanatın varoluş nedenini belirler. Sanatta yeni yaklaşımları doğurur. Bu da, estetik değeri, değerlendirmeyi ve seyircinin değer algısını karmaşıklaştırır. Bu karmaşıklaşma yerleşik estetik değeri ve değerlendirmeyi değiştirmektedir.
Dolayısıyla ‘Estetik Değer’ kavramı bir sanat eserinin değerlendirilmesi açısından çok önemlidir. Sanat eserini değerlendirme de o sanat eserini, sanatçının yaşadığı dönemi, hayatını, dönemin estetik ve değer kavramlarının anlamını bilmek çok önemlidir. Tabii tüm bunların yanında dönemin eleştirmenlerinin düşünceleri, müze, galeri, medya ve sergi sanatta estetik değere de yön vermiştir.
Tabii belli bir kültür çevresi içinde yaşayan sanatçıya aynı kültür fenomenleri aynı şeyi söylemez. Örneğin Picasso’nun ve Matisse ‘in eserleri her kişi için aynı değeri taşımaz. Çünkü eğitim almış kişi ile eğitim almamış kişinin değerlendirmesi farklı farklı olur. Eğitim beğeniyi etkilediği gibi estetik değerlendirmeyi de etkiler. Dolayısıyla değeri, değerlendirmeyi belirleyen sanat, kültüre bağlı olduğu gibi aynı zamanda eğitime dayanan bir fenomendir de.