Sakarya Üzerine

0
401
Kent Meydanı
Sakarya Kent Meydanı

Adapazarı ismini küçük yaşlarda ilkokul öğretmenimden duymuştum. ” Tekirdağ’a Adapazarı’ndan geldim” de davrandığını fark ettim. Evet, tahminimce Trakya bölgesinde yaşayan bir kişiye göre daha muhafazakar, daha sakin bir hayat sürmeleriydi ön yargının sebebi. Şunu belirtmek isterim ki o önyargılarınızın tek zerresini onaylayacak bir şey yaşamadım, görmedim. Hal böyleyken yaşayıp, gördüğüm ve kimseye söz ettirmeyeceğim şehir haline gelen Sakarya’yı namı diğer Adabazar’ı sizlere anlatmaya karar verdim. Sakarya, 17 Ağustos 1999 depremiyle mazisinde derin yaralar barındıran bir şehir. Aynı zamanda resmi rakamlardan her ne kadar bahsetmek istemesem de 3 binden fazla vatandaşımızı kaybettiğimiz gerçeğini saklayamayacağımız, yüreğimizin sızısı olan bir şehir. Sakarya’nın konumundan bahsedecek olursak, kuzeyinde Karadeniz batısında İzmit, Bursa; doğusunda Düzce ve güneyinde Bolu ve Bilecik bulunuyor. Sakarya’ya nasıl giderim diye dert etmeyin. Eğer Tekirdağ’dan gidecekseniz Tekirdağ üzerinden direk otobüs olmadığı için ilk olarak İstanbul’a gitmeniz gerekiyor. İstanbul Bayrampaşa Otogarından Sakarya denince tek akla gelen firma olan VİP firmasıyla Sakarya’ ya gidebilirsiniz. Başka firma yok mu derseniz, elbette var.

VİP Turizm, Sakarya’ya gidenlerin en çok bildiği firma olduğu için es geçmedim. Alternatif olarak Metro, Buzlu gibi firmaları da tercih edebilirsiniz. Farklı şehirlerden gelecekseniz de farklı firmalar üzerinden gidebilirsiniz. Kendi aracınız var ise de, yolculuk size bi’ GPS kadar uzaklıkta olacak.

SAKARYA NEHRİ

Sakarya Nehri
Sakarya Nehri

Şehrin en önemli sembolü, uğruna Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ” Sakarya Türküsü” şiirini yazdığı Sakarya Nehri’dir. ” İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya” O, kıvrım kıvrım akarken adeta insan ile nehir arasında bir bağ kurar. İnsana kim olduğunu, ne olduğunu hatırlatır. Sakarya Nehri, Sakarya’nın Karasu ilçesinden denize dökülür.

DEPREM MÜZESİ

Deprem Müzesi
Deprem Müzesi

Adapazarı’nın derin yarasının deprem olduğundan bahsetmiştim. Ona istinaden merkeze “Deprem Müzesi” yapılmış. Yaptığım araştırmaya göre, müzenin yapım çalışmalarına 2000 yılında başlanmış. 4 yıllık bir sürede tamamlanan müze, 2004 yılından bu yana şehirde deprem olgusunu oluşturmak amacı taşıyor. Müzede şehrin depremden öncesine ve sonrasına ait fotoğraflarına da yer verilmiş.

KENT MEYDANI

Kent Meydanı
Kent Meydanı

Adapazarı’na gittiğimde şehrin göbeğinde Kent Meydanı karşıladı beni. Tabii ilk gittiğimde oranın tarihini bilmiyordum. Öğrendiğim kadarıyla 17 Ağustos depremi öncesinde Sakarya Valiliği’nin bulunduğu alan, deprem sonrasında Sakarya’nın sembol meydanı olarak şehre kazandırılmış. Sakarya Kent Meydanı mitinglerin ve konserlerin yapıldığı, kuruluşundan bu yana ramazan etkinliklerine ev sahipliği yapan bir alan haline gelmiş.

GAR MEYDANI

Gar Meydanı
Gar Meydanı

Adapazarı’nda bir sembol haline gelen diğer bir meydan da ” Gar Meydanı” dır. Şehrin nefes aldığı meydanlardan biri haline gelen Gar Meydanı, Sakarya Emniyet Müdürlüğü ve Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odasının yıkılan binalarının yerlerine inşa edilmiştir. Şehir içi araçlardan ineceğiniz zaman ” Durakta inebilir miyim?” demenize gerek yok. Çünkü dolmuş şoförü abilerimize “Garda” derseniz konuyu hemen kavrayacaklar ve sizi gar durağında indireceklerdir.

 

Çark Caddesi
Çark Caddesi

ÇARK CADDESİ

Adapazarı’na gitmiş, gezmiş olan herkesin aklında hatırı sayılır bir yer kaplayan en önemli sosyalleşme alanı Çark Caddesidir. Şehrin en güzide mekanıdır. Cadde trafiğe kapalı olduğundan akşamları canlı müzik yapan yerler, kafeler ve alışveriş için mağazalar vardır. Sakarya’da yaşayan gencinden yaşlısına herkesin uğrak mekanıdır.

KENT PARK

Kent Park
Kent Park

Adapazarı’nda büyük bir araziye kurulmuş, içerisinde değirmeni, göleti olan yemyeşil bir park. Gölette deniz bisikleti keyfini tadacağınız, yeşilliğinde bisiklet sürebileceğiniz en önemlisi de derin bir nefes alacağınız güzel bir alan. İster sabah yürüyüşü, ister akşam yürüyüşü günün hangi saatini seçersen o saati güzeldir. Kent Park da sevdiğim mekanlar arasında yer almayı başarmıştır.

 

Poyrazlar Gölü
Poyrazlar Gölü

POYRAZLAR GÖLÜ

Sakarya’da her yer yeşillik. Yeşil alandan bol bir şey yok. Bundan sebeple göl, park, orman gibi mesire alanları oldukça fazla. Bu güzel alanlardan en sevdiğimi anlatacağım sizlere. Huzurlu bir zaman geçirmek isteyen herkesin gitmesi gereken bir piknik alanından bahsediyorum. O güzelim yer Poyrazlar Gölü. Adapazarı’na 10 km uzaklıkta bir yer. Şehir merkezine yakın olmasından dolayı şehre gelen birçok kişi tarafından hafta sonunu huzur dolu geçirmek amacıyla keşfedilir. Sakinliğiyle sizi cezbedecek ve hemen oracıkta zaman dursun isteyeceksiniz. Gölün dibi bataklık olduğundan dolayı gölde yüzmek yasak. Ancak deniz bisikleti turu yapabilir, keyifli zaman geçirebilirsiniz.

 SAPANCA GÖLÜ

Sapanca Gölü
Sapanca Gölü

Yaşadığım süre boyunca sık sık gittiğim, Tekirdağ’ın özlemini biraz olsun dindiren tek yer Sapanca Gölü. Sakarya’nın Sapanca ilçesinde bulunan göl, yaz-kış seyahat eden kişilerin uğrak yerlerinden biri. Sapanca Gölüne dair bir dip not da kaynağını dağlardan gelen kar suyundan aldığına dair. Sahil kısmında lokantalar, çay bahçeleri ve yazlık evler mevcut. Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak için coğrafi güzelliklerinden sadece bir tanesi olan Sapanca Gölü’nü ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ayrıca Adapazarı merkezden otobüs ile ulaşım sağlayabilirsiniz.

SERDİVAN

Serdivan
Serdivan

Sakarya’ ya bağlı olan Serdivan ilçesinin nüfusunun çoğunluğunu göçmenler oluşturur. Esentepe’de yer alan Sakarya Üniversitesi’nin büyük bir yükünü üstlenir aslında. Üniversiteye yakın gidiş güzergahında olan ilçe de genel itibariyle öğrenciler de ikamet eder. Bi’ nevi öğrencilerin mekanıdır. Öğrenci yurtları, kafeler, lokantalar gibi yerler vardır. Genellikle öğrenciler Serdivan’da vakit geçirir.

PAYLAŞ
Önceki İçerikSahibine Ulaşmayacak Mektuplar / “Mazi, Kalbimde Bir Yaradır…”
Sonraki İçerikBudalalıktan Deliliğe ve Umberto Eco
Güler Dağlı
Dergi, gazete, köşe yazılarının takibini yapmak, edebiyatımıza kıymetli armağanlar bırakmış olan yazarlarımızın eserlerini okumak, fotoğraf çekmek, film izlemek, seyahat etmek; Türk ve Dünya Edebiyatına dair araştırmalar yaparak gerek bulunduğum ortamlarda gerekse sınıf ortamında öğrencilerimle bilgi paylaşımında bulunmaktan keyif alırım.