Dikkat! Filmi izlemeyenler ve bu tarz filmlerden hoşlanmayanlar bu yazıyı okumamalıdır. İçerikler rahatsız edici olabilir!
Korku Seansı 2
Medyum olan Ed ve Lorraine Warren çiftinin yaşadıkları gerçek hikayelere dayanan “Korku Seansı 2” orjinal adıyla “The Conjuring 2” tam anlamıyla beni perişan etti.
Gerçek olaylara dayanan ve her filmin sonunda o olaylara dair gerçek kayıtları bizlere sunan filmde bu bölümünde ise işlenen konu medyum dünyasında en çok ses getiren ve duyulan olaylardan birisini işledi. Hatta sadece medyum dünyasında değil İngiltere’de de çok duyulmuş bir olayı kendisine konu edindi.
Korku Seansı 2 filmi yeterince korkutucuydu fakat credits kısmında gerçek kayıtları bizlere tüyler ürpertici bir müzikle göstermeselerdi bence çok daha iyi olurdu. Çünkü bu daha çok korkmamı sağladı. Gerçek kayıtları görmüş olmak inanın bu tarz bir filmden sonra insanı ciddi anlamda etkiliyor.
İlk Korku Seansı filminin üstüne kat kat daha fazlasını koymuşlar ve ciddi anlamda korkuttular. Filmi izlerken adeta yoruldum ve terledim.
Dipnot: Kesinlikle havalandırması güzel olan bir sinemada izleyin bu filmi.
The Conjuring 2
Salondan çıktığımda adeta yorulduğumu hissettim. Aklınızı dağıtmak için çok güzel bir film olabilir çünkü ben izlerken bir sonraki sahnede ne göreceğime kendimi hazırlamaktan başka bir şey düşünemedim. Hani bazı sahneler olur işte şimdi korkacağız veya işte şimdi ekrana bir şey çıkacak tarzda dediğimiz sahneler geldiğinde bende aynı şeyleri dedim.
Bu filmde o sahneleri o kadar uzun tutmuşlar ki neyse tamam bir şey olmayacak dediğiniz anda pat bir geliyor aksiyon gene her şekilde korkuyorsunuz. Yeri geliyor gözlerimi kısarak bakıyorum ekrana olmuyor gene bir şekilde korkutuyor. Yani boşa kaçmaya çalışmayın bu film eninde sonunda sizi korkutuyor.
Valak
Gelelim “Valak” konusuna. Tam anlamıyla bir makyaj şahaseri gerçekten çok güzel tasarlanmış ve film içine öyle güzel yerleştirilmiş ki, bu karakterden etkilenmemek imkansız. Özellikle Valak’ın tablosunun asıldığı ve arkasından da kendisi çıkarak intercutting benzeri bir sahneyle tabloyla bütünleşmesi ve arkaplanda karanlıktan sürekli bize bakılı duruyor olması sanki tablo değilde Valak’ın kendisinin orda olma etkisini bizler üstünde bırakıyor. Ayrıca sevgili Ed madem öyle bir tablo yaptın at çöpe gitsin neden duvarına asıp bizleri geriyorsun.
Diegetic Space
Tabi ki korku filmlerinin vazgeçilmezi Diegetic Space’ler. Bu filmde çok güzel işlenmiş bu sahneler sayesinde Lorraine bizlere çok güzel şekilde hayaletlerin, iblislerin hikayesini anlatıyor ve kendi Range of Knowlage’a bizi de dahil ediyor. Bu sayede diğer karakterlerden daha çok hakim olabiliyoruz aslında konulara ki bu da bazen bizi daha çok geriyor.
Valak’ın sahnelerinde kullanılan ışıklandırma ise gerçekten çok güzel. Bazen kontrast renklerle anlamlı kılıyor bazen ise zifiri karanlığın içinde onun suratını ararken geriliyoruz. Bilinmeyene duyduğumuz inanılmaz merak bu filmin kozlarını iyice güçlendiriyor.
Bir Hollywood klasiği olarak Hristiyan dininin propagandası gene yapılıyor. Haç’lara saldırılar, rahibe kılığındaki iblis, haç ile ruhlara karşı savaşma ve haç’ın kurtarıcı konumuna konulması. İblis’in rahibe kılığında olması ise her ne kadar propagandanın parçası olsa da gerçekten kullanılan güzel bir tezatlık olmuş.
Korku Seansı 2 filminin olumsuz yanı ise bazı sahnelerin filmden bizi uzaklaştırması. Önceki filme kıyasla daha az ruhani özel efektler kullanılmış olsa da ki bu sayede az efektle karakterler daha etkileyici daha korkutucu kılınmış. Bükük Adam karakteri bu gerçekliğe fazla yapmacık gelmiş. Özellikle köpekten dönüşmesi falan bence filmin etkisini ve anlamını olumsuz etkilemiş. Tabi hikayeyi kapsamlı olarak ele alırsak Valak’ın fark edilmemek için Bill Wilkins ve Bükük Adam karakterlerini yem olarak bırakması mantıklı geliyor. Bu karakterler korku filmlerinde anahtar roldeler zaten. Karabasan, bükük adam tarzı karakterler ama bu karakterin dijital olması bir an olsun beni filmden uzaklaştırdı. Ayrıca basının karşısında bir hayaletin dünyamızla iletişime geçtiği sahne kendi döneminde çok etki getirmiş olmasıyla birlikte fragmanında izleyip bizi heyecanlandırmış, filmde izleyince de kendisine hayran bıraktırmış. Bill Wilkins’in kendini tanıştırması çok etkileyici bir sahne olmuş.
The Conjuring 2 filmi beklentileri yerine getirdi. Hali hazırda gayet de iyi karşılıklar almakta. Bir 3.sü gelir mi bilmiyorum ama “Paranormal Activty” gibi filmleri geride bıraktığını ve farklı bir boyut kazandırdığını düşünüyorum. Bizi korkuttuğunuz için teşekkürler. Bunu çok iyi yapıyorsunuz.
Bir Valak Kolay Yetişmiyor…