“Neden?” Her kitabını okuduktan sonra bunu kendime soruyorum. Neden? Sabahattinciğim Ali Neden? Bu caaanım kitapların suçu ne? Mutlu son ya da son zamanların favori repliği “mutlu sonsuz” varken sen neden inatla mutsuz son da hatta inatla acı son da ısrar ettin acaba?
Etraftan, oradan buradan duyduğumuz ya da dizilerde, filmlerde gördüğümüz kadarıyla herkeste bir “Sabahattin Ali” fırtınası almış başını gitmiş. Bende böyle başladım aslında gördüm – duydum – okudum – daha önce neredeydin sen deyip pişman oldum.. Evet hep mutsuz son, hep acı son ama sona gelmeden önce ortada kocaman bir duygu, yazı, emek ve birikimin eseri var. O aşk dolu cümleler nasıl sıcacık bir görsen. Cümlelerinden öperim seni Sabahattin Ali. En azından bir parçasını okudun mu? Ben okudum hatta ilk okuduğumda neden mutsuz son dedim, sıkıldım, bırakmak istedim, tabi çok merak edip bir de mahalle baskısı görünce devam ettim bırakmadım. Hiç te pişman değilim.
Mutlu sonları herkes sever. Sevenler kavuşsun, küsler barışsın, dünya çok güzel bir yer olsun, masumlar ölmesin, silahlar patlamasın.. Belki de ona göre kolaydır bunları yazmak ya da belki tahmin edilemez olmak istemiştir, bir kitabı eline aldığında sonunun mutlu olacağını bilirsin, üzerine konuşmazsın ama bilirsin işte. Seni şaşırtmak istemiştir belki de.. Ya da içimi acıtan bir tahmin olarak hep mutsuz sonlar yaşamıştır, hayatın böyle olduğuna, böyle de olacağına inanmıştır ve sonuç olarak bunu yazılarına aktarmıştır.
Düşüncelerimin hepsi sadece birer tahmin keşke onunla oturup konuşmak gibi bir fırsatım olsaydı da sorsaydım “neden sevenler kavuşmuyor? Neden acı sonlara mahkûm bıraktınız o güzelim kitapları?” diyebilseydim ya da bambaşka bir düşünce olarak Sabahattin Ali’yi kalıcı kılan, yıllar sonra bile fırtınalar estiren, üzerine bu kadar konuşturan hatta bu yazıyı yazmamı sağlayan bu mutsuz sonlar değil mi?
Ben ne kadar anlatsam da boş bir Sabahattin Ali anlatılmaz yaşanır, sen de yaşa, adam ne güzel yazmış, ne güzel kurmuş o cümleleri gözlerin bayram etsin, tüm kalbinle oku ama sakın çok sıkıcı deyip bırakma en önemlisi sonu zaten. Evet mutsuz son ama sen o mutsuz sona gelene kadar her defasında “ya bu adamın gerçekten cümlelerinden öpmek lazım” diyeceksin ve o kadar çok hayata dokunmuş olacaksın ki sonunu söylediğimi bile hatırlamayacaksın..
İyi okumalar sevgili okuyucu ve mutlu bir hayat dilerim efenim.