Düşünen Adam (Le Penseur) heykeli, ünlü Fransız heykeltıraş Rodin tarafından yapılmıştır. Tam adı François-Auguste Rodin olan sanatçı 12 Kasım 1840-17 Kasım 1917 tarihleri arasında yaşamıştır. 1882 yılında bronz ve mermer karışımından Düşünen Adam figürünü yapmıştır. 1904 tarihinde alçıdan yapılmış olan büyük boy Düşünen Adam heykeli, ilk defa Londra’da International Society’de sergilenmiştir. Salon de Paris’te ise bronz versiyonu sergilenmiştir. Heykel 1906 tarihinde de Panthéon’un önüne yerleştirilmiştir. Birçok ülkede eserin kopyaları sergilenmektedir. Eserin aslı 1922 yılında o dönemde bir otel, şimdi ise bir müze olan Rodin Müzesi’ne taşınmıştır ve hala bu müzede sergilenmektedir.
29 Ocak 1917 tarihinde evlendiği eşi Rose 14 Şubatta öldü. Rodin ise 17 Kasımda öldü. Meudon’daki Villa des Brillants’ın bahçesine yanyana gömüldüler ve mezarlarının başında bir Düşünen Adam heykeli yer alıyor.
Düşünen Adam heykeli, tüm dünyada felsefî düşüncenin bir simgesi haline gelmiştir. Eserin bir kopyası da ülkemizde 13 Haziran- 3 Eylül 2006 tarihleri arasında İstanbul’da Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenmiştir. Fakat bu ilk değildir. 1950’li yıllarda Türkiye’de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin bahçesine yerleştirilmiştir. O tarihlerde başhekim olan Fahri Celal Göktulga, bir dergide Düşünen Adam heykelini görür ve bu heykelin hastane bahçesine yapılması fikrini çıkarsa da bunun için bir ödenek yoktur. O sıralarda hastanede tedavi görmekte olan heykeltıraş Kemal Künmat’tan, Rodin’in Düşünen Adam heykelini yapmasını ister. Heykeltıraşın bu teklifi kabul etmesi ile birlikte büyük bir kaya kütlesi heykelin yapılacağı alana getirilir. Sonrasında heykeltıraş emeğinin karşılığını talep etmeye başlar. Hastane, heykeltıraşın o dönemin koşullarıyla yüksek meblağlı talebini reddedip, kendisini ikna etmek için daha konforlu bir odaya taşır ve gömlek gibi ufak hediyeler almaya başlar. Ancak heykeltıraşın istediği bu değildir. Kendisi heykeli tamamlamadan hastaneden ayrılır. Düşünen Adam’ın çenesini yaslayacağı tek kolu eksik kalmıştır. 6 ay kadar sonra hastaneye depresyon tedavi için gelen yüzbaşı Mehmet Pişdar, heykelin kolunu yapabileceğini söyler. Hastane yönetimi emin olabilmek için ilk önce ayrıca bir yerde tek kolu çalışmasını söyler. Bu olay sonrasında yüzbaşının heykeli bozmayacağına ve kolu yapabileceğine kanaat getirilir böylelikle kendisine izin verilir. Ancak bunun karşılığında kendisini hastaneden taburcu etme sözü verilir. Böylece eksik kol yapılarak heykel tamamlanır. Başhekime neden bu heykelin bir akıl hastanesi bahçesine yapıldığı sorusu sorulunca da kendisi şöyle cevap verir: “Hastane dışındakilerinin durumu içerdekilerden daha kötü. Bu heykel onların durumu ne olacak diye düşünüyor”.