” Açıl susam açıl …” Dök zülfünü meydana…
Efendim, psikoloji ilmini kitaplardan çekip de hayatımıza aktarmış olsak her şey daha da farklı olacaktır diye düşünen biriyim. Bana bu konuda katılan arkadaşlarımın hocalarımın olmasını gördükçe de içim coşuyor.
Bir süredir psikoloji derslerimde öğrencilerime tiyatro çalışması ile psikoloji ilmini aktarmaya çalışıyorum. Daha önce monoton geçen dersimin şimdi tiyatro çalışması ile daha da verimli geçtiğini söyleyebilirim. Sanatın evrensel kuşatıcılığını yaşama dokunan yanını bir kere daha olumlu, anlamlı gördüm diyebilirim.
Öğrencilerimizle; psikodinamik, psikanaliz üzerinde çalışıyoruz. Bazıları doktor rolünde olmak istiyor; bazıları da kafayı tırlatmak üzere olan bir akıl hastasını canlandırmak istiyor. Bunu öyle bir heyecanla öyle bir merakla canlandırıyorlar ki daha önce hiç bu kadar Sigmund Freud’un bilinçaltı süreçleri dil sürçmeleri üzerinde düşünmediklerini söyleyen gençlerin psikoloji ilminin sanatla yoğrulması karşısında verimini gördükçe ben de için için sevinmelerdeyim.
Sınıf ortamında; bir akıl hastanesi bir psikiyatr, bir psikolog, hemşire vs… kişilerin seçilmesi karşısında ders saatinin bir anlamda da dert saati olması karşısında hakikaten ben de bir tuhaflık içindeyim. Bunca yıldır yazı yazan bunca yıldır öğretmenlik yapan biri olarak dersimi sanat ile buluşturunca kendimde de öğrencilerimde de farklılıklar peydah oldu.
Dersime karşı ilgisiz olan pek çok öğrenci arkadaşımız şimdi psikoloji hakkında bakış açıları oldukça değişmiş durumda…Okul tiyatrosu; psikolojiden psikoloji de sanattan beslendiğinde karşımıza derin analizler de çıkmış oluyor. Kendi duygularının farkında olmayan iç dünyasını açığa çıkaramayan pek çok delikanlı ve genç kız artık yanıma gelip hocam psikanaliz oyunumuzu sınıfta sunabilir miyiz diyerek kendi gizemli dünyalarını olaya bakış açılarını keşfettiklerini anlattıkça anlatıyorlar.
Sanatın hepimizi sarıp sarmalayan kuşatan olmazsa olmaz yanını derslerimde özellikle gördüm.
Ben buna yaşamın ta kendisi diyorum. Tutumlarımız ve davranışlarımız bakış açılarımız bir oyun sonrası değişiyor. Doğru ifade etmem gerekirse hayatı oyunlaştırmak dersi oyunlaştırmak oyun üzerinden idrak etmek çok daha kalıcı olabiliyor.
Hiç olmadığı kadar benzersiz bir şekilde nice saklı gizemli bahçelerde geziniyor; Alis misali neler neler keşfetmiş oluyoruz. Yeter ki farkına varabilelim; yeter ki sanatın büyüleyici bizi sarıp sarmalayan kuşatıcılığının farkına varabilelim. Sevgiyle, ümitle , sanatla hoşça kalınız.
Ellerinize sağlık ne güzel bir yazı olmuş. Psikoloji tiyatro ve drama içerisinde gerçekten önemli bir yere sahip. Birbiri ile çok bağlantılı.
Sevgiler
Ceren Baran Demir
TEŞEKKÜRLER