Ölüm ölümdür. Ha bugün ha bir hafta sonra. Ne fark eder iki kapıda aynı yola çıkıyor işte.

Peki ya tüm bunlara mecbur bırakılmak… Asıl isyan ettiren bu değil mi zaten.Yaşamak dururken neden koşar adım nefes almadan uçuruma doğru gider insan,anlamak mümkün değil. Kimbilir belki de uçurumdan atlayınca gökyüzünde süzüleceğini sanır. Fakat bilmez misin ki oradan düşen yere çakılır arkadaş, sen kuş değilsin,kanatların yok senin kendine gel!

Göstere göstere geldi bu günler. Ne yana baksak kan emici vampirler. Aydınlığı sevmez bunlar,karanlıkta kanla beslenir. Yetmezmiş gibi ölmezler birde. Yıllar geçer,bunlar durmadan türer, yok olmazlar bir türlü. Her dönem masum insanların canını alırlar yavaş yavaş. Zaman gelir ateş olup,diri diri yakar; zaman gelir yağlı bir urgan olup,dar ağacında sallandırırlar.Bizim vampirlerin yalnızca kalpleri değil,kafalarının içi de boş. En adisi,en bayağısı yani ve en korkunç olanı tabii.

O gece gün batımından, şafak sökene kadar hepsi,ama hepsi çıkmıştı mezarlarından. Bu defa birbirlerinin kanına girmek için. Gece, görünmez bir ateşin içinde adeta nefes aldırmazken; içimiz alev alev… Ve bir yudum su umudunun da tükendiği gerçeğini gösteren o unutulmaz, dehşet veren sahneler.

Anlayamıyorum! Bizler mi bu toprakların ağacı değiliz, kök tutmuyoruz; yoksa bu kan içiciler mi? Peki ama biz değil miyiz doksan üç yıl önce o ağacın köklerini toprağın altına salan?

O Büyük Adam’ın sayesinde bugün bile faydalanıyoruz gölgesinden de,meyvesinden de. Her ne kadar durmaksızın dallarını koparsalar da,yeni dallar çıkıyor elbet. Hala yaşıyorsak, hala direnebiliyorsak bunca çirkinliğe, kökleri sımsıkı bu topraklara tutunmuş o ağacı unutmamak lazım. Bunu görmezden gelmek en büyük aymazlık,nankörlük ve vicdansızlık olur. Sonra bırak ağacı, dalı ayak basacak bir avuç toprak bulamazsın ama ne çare… Ağlamak, isyan etmek faydasız o zaman. Neler oldu, ne zaman öldüm ben diye şaşırır kalırsın. Neden öldüğünü bile hatırlamazsın zaten. ‘Sıtmadan mı?’ yoksa ‘Korkudan mı?’. Ne fark eder ki öldün bir kere, hayat yok artık. Neden olduğu kimin umurunda?

PAYLAŞ
Önceki İçerikSeni Seviyorum
Sonraki İçerikKilimli Kız
Nazende Balaban İşkar
1986 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarım mezunu. Görsel tasarımla ilgileniyor ve resim yapıyor. İlk kez herkesin okuyabileceği yazılar yazıyor.