Ölüm Çağrısı / Manzume

23
147
Ölüm Çağrısı / Şiir
Ölüm Çağrısı / Şiir

Biliyorum vakit tamam!

Ama lütfen,

bırak da uğurlayım tüm hatıraları, bu sokaktan son defa.

 

Burada yaşadık biz kaç kuşak,

Lozan imzalanınca, mübadeleyle gelmişler  Kapıhisar’a , merkez Keşan,

O vakit sıralı değilmiş duvarlar, iki kondu arasında koşan çocuklar!

Kondurmuş bizimkiler de iki göz bir oda, bağlasan köpek durmaz!

Beş kızdan sonra verdiklerinde beni kucağına, davul çalmış, sofralar açmış babam!

Altı yaşımda, gazi maaşıyla aldığı dört tekerle, dört döndüm, tekerinde fırfır kırmızı beyaz!

Anam ‘’kuran neyine yetmez ‘’ diye kendini yerlere vurduğunda ‘

’O da gerek ama Mektep şart, okuyacak ‘’. Demiş.  ’’ vatan hayrına!’’ . Yumruk masada!

Kolumun altında a b c, düştüm mü ben yollara

Kar kış ayağımda, yün sarılı lastik, sırtımda eski bir aba

Okudum ya…., babam göçünce, anamı bir başına koymak da olmaz

Kaldım yine ben bu sokakta

İki dul bacı, yedi yetim, bir de anam

Geçinmek için, kazanılacak helal olanla, tezgahımı koydum şu köşe başına

üstüne bir daktilo, tıkır tıkır başladım yazmaya…

Nice sayfalar; Resmi makama yazılmış arzular veya hal eden uzakta olanlara…

Hayırlı oldum mu bilmem babam şu vatana

Ama çok dualar aldım inan burada

Hoş Zuhal yüz çevirmişti, arzuhalci olduktan sonra

Ama sanmam ki mutlu oldu, benden sonra muallime vardığında.

Olsuuuun varsın, benden son bir selam da gönlüme değmiş tek bir çift göze olsun

 

Hazırım artık gitmeye.

Kavuşmak var ya, bekle!

El salladım tüm hatıralara, geliyorum

Sadece bir soru asılı boynumda

‘’Razı mısın benden, baba?’’

PAYLAŞ
Önceki İçerikHarika Hytera Telsiz Sistemleri
Sonraki İçerikFİKİR SERGİSİ
Fulya Aras Koca
18/01/1974 İstanbul doğumluyum. Nişantaşı Anadolu Lisesi ardından İ:Ü. Eczacılık Fakültesi’ni bitirdim. M.Ü. Üst İşletme İhtisası yaptım. Özel sektörde satış ve medikal departmanlarda çalıştım. Şu anda serbest eczacılık yapıyorum. Yirmi yıldır evliyim. On altı yaşında Robert Koleji’nde okuyan bir kızım ve on dört yaşında Bilfen Lisesi’nde okuyan bir oğlum var. . En çok gezen mi en çok okuyan mı bilir sözünün cevabını veremem. Fotoğraf çekmeyi, kitap okumayı ve farklı yerleri gezip oradaki insanlara hayatlara dokunmayı severim. Bu üçünü birleştirmek için önce fotoğrafçılık kursuna gittim. İki yıldır da yaratıcı yazarlık atölyesine gidiyorum. Gezmek mi? Onu iki çocuk ve işten fırsat buldukça zaten hep yapmaya çalışıyorum ve gittiğim yerlerdeki insanlarla sohbet demlendikçe mutluluğum artıyor, onlarla zenginleşiyorum. Dilim döndüğünce fotoğraf altına hikaye, şiir ve manzume denemeleri karalıyorum. Gördüğüm veya hissettiğimi doğru şekilde aktarmak için kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Öğrenciyim daha , yolun çook başında.. O yüzden sürç-i lisanım için affola...

23 YORUMLAR

  1. Sayın Fulya Aras;
    Gözlerim yaşla dolu , yüreğim kabarmış okudum denemenizi.Yüreğinize sağlık. Kocaman yüreğinizle nerelere götürdünüz beni bir bilseniz…
    Tebrik ederim. Kaleminize güç yüreğinize enginlik dilerim.

  2. Hayat hep mücadele, hep zorluk asıl olan bu zorluklara göğüs gerip hayata mücadelenin nasıl olacağını öğrete bilmek… Kendinden sonrakilere daha müreffeh yarınlar yarata bilmek, bazılarına iyi örnek olabilmek…
    Yani ardında iz bırakan olmak…
    Her hayat yaşanmış bir romandır, bazı romanlar okumaya doyulmaz bazıları içi boş süslü sayfalardan ibarettir, sabun köpüğü, kof betimlemeler yumağıdır…
    Güzel olan insanın hayat çizgisinden sapmadan insanca yolunu tamamlamasıdır…
    O zaman ruhen ve bedenen mutluluğu adımlamış olur…

    Teşekkür ediyorum Fulya Hanım… Kutluyorum…
    Saygıyla…