‘İnsanı insan eden üç harf ile beş noktadır, eski dilde buna aşk derler…’
Bu yazımı bağlama çalıp türkü okumayı çok seven matematik öğretmeni rahmetli cennetlik arkadaşımız Selma öğretmene ithaf ediyorum, izninizle…
Ali Poyrazoğlu’nun tiyatrocu olmasının yanında harika kitaplar da yazdığını öğrendiğimde içim coştu diyebilirim. Tamamla Beni Ey Aşk adlı eseri aşkın yarımları bütün eylediğini anlatıyor. Ne dersiniz sahip olduğumuz aşk bizi tamam ediyor mu, her şeyden önce insan gibi insan olabiliyor muyuz, bu eseri okuduktan sonra kararı siz veriniz.
Fikret Şeneş dersem de düşünürsünüz? Pek çoğumuz bu ismi ilk defa duyduğunu bile söyleyebilir. Halbuki pop müzik alanında ilk söz yazarımızdır.1921 -2015 tam 94 yıllık bir koskoca hayata sahip olan Şeneş hayatı boyunca pek çok hit olmuş şarkıların söz yazarıdır. Pek çok şarkısını Ajda Pekkan seslendirmiştir. İlk Şarkı sözünü Tanju Okan için yazmıştır. Ölünce kaç kişi biliyordu ya da basında sanat adına kaç kişi adını andı bilemiyorum ama biz toplum olarak ne acıdır ki bazı değerlerimizin kıymetini pek bilemiyoruz sanırım. Allah aramızdan ayrılan adı sanı duyulmuş duyulmamış tüm sanatçılarımıza rahmet eylesin inşallah…
Zeki Müren’i anma gecesinin gelirlerinin şehitlerimize ve çocuklara harcanmasını kutluyorum. Zeki Müren’i halen her kuşaktan birey dinlemek için vakit ayırıyorsa işte sanatın evrenselliği budur. Bir sanatçının vefatı yıllar be yıllar sonra da insanlığa hizmet edebiliyorsa o kişiye gerçekten sanatçı denir.
Geçenlerde Kral Fm’de Gezegen Programının konuğu Zara hanımdı. Zara’yı 1998 yılından bu yana takip eden bir müzikseverim. Türkülerle başladı profesyonel müziğe ama onun Zara olmadan önceki hali Neşecikti ve arabesk okuyordu. Neden Neşecik çünkü gerçek adı Neşe Yılmaz’dır. Çocuk denilecek yaşta şarkı söyleyen sanatçı sanattaki mozaiği evrenselliği keşfetmiş olacak ki şarkılar türküler caz pop ilahi hemen her tarzı okuyabiliyor. Türkücü lakabını pek de doğru bulmadığını söyleyen Zara kendisini müzik yorumcusu olarak değerlendiriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse bu titriye de epeyce bir layık, sesi her tona giden ender sanatçılardandır. Ses sanatının yanında ayrıca sinema ve tiyatroya da yatkınlığı ilgisi olan Zara yakın bir süre sonra ekranlara bir dizi ile merhaba diyecek, sabırsızlıkla bekliyoruz. Daha önceden film, dizi ve müzikal tecrübesi de olan Zara’yı epey bir güzelleşmiş gördük. Zaten çok güzeldi ama fazla kilolar gitmiş ağır giyimden ziyade daha spor ve rahat giyimi gözlerden kaçmıyor. Sürekli kendini geliştirdiğini yenilediğini kendisine yatırım yaptığını söyleyen güzel sanatçı sanatın evrenselliğini hayatına da yansıtmış görünüyor. Yakın zaman sonra piyasaya kitabının da çıkacağını söyleyen sanatçı aynı zamanda bir türkü kasetinin hazırlıklarına da başlamış. Kendisine kolaylıklar dileriz.
‘Geçip giden zamanları bir yerlerde bulsam …’
Türküler şarkılar ilahiler hepsi bizi yansıtır, her birinde kendi hayat serüvenimizi bulur kimi zaman gözyaşı dökeriz. Hikayesi olan her eser içimize ruhumuza dokunur, ta derinden. Ruh ilaçla tedavi edilmez içtiğimiz sakinleştirici ya uyutucudur. Ruha en iyi gelen şey dua ile sanattır. Bir kutu ilaç içeceğimize bir sanat dalı ile ilgilenelim derim. Kah yazı yazarak kah resim yaparak ya da müzik ile ilgilenerek… Hayata sanatla bambaşka açılardan merhaba deriz ve daha huzurlu daha mutlu ve renkli bir yaşama sahip oluruz.
‘Ağlama gözlerim Mevla Kerimdir…’
Zor günlerden geçen ülkem canım vatanım milletim sanatın aydınlığında derin nefes alıp daha barışçı daha hoşgörülü olabilirse hayat çok daha iyi ve anlamlı olacaktır. Dileğim ve umudum barış ve sevgi dolu yarınlar… Sevgiyle inançla ve sanatla hoşça kalınız.