Monolog Röportaj-Şiir, Gönülde Bir İz Bırakmıştır, Bir Çiçek Açtırarak Kokusunu Bırakmıştır…

0
107
  • Efendim az ara vererek tekrar karşınızdayız saygıdeğer okuyucularımız. Gayemiz gönülde bir gülümseme bırakmaktır ve bunun için hala büyük gayret ve çaba içindeyiz. Sayın Gülveren sizce şiir başkasının oluşturduğu düşünceyi için yaşadığı sıkıntı ve kederi onaylamak için mi yazılır? Kısacası evet senin yaşadıkların gerçektir bende biliyorum ve senin yanındayım demek için midir?
  • Öncelikle teşekkürler ederim, şairin şiirin var oluş amacını bu kadar kısa ve derinden özü ile soru olarak sormanız ve içinde cevabını barındıran cevabı ile gönülden hissederek hem sorarak hem de cevaplayarak bana bir cevap bırakmadınız sizi gönülden tebrik ediyorum, biliyorum ki sizde benim gibi şiirle yatıp kalkıyorsunuz. İnsanın sorularına gülümseyerek cevap veren şiir, kendini tüketenleri bir bir anlatırken insan bazen bunun farkında olmuyor. Hala arıyor oysa şiirle mısra ve hecelerle karşısında duruyor, yıllar sonra şiirin bir kapısını açıyor bütün cevaplar beklediği gülümsemeler şifalar karşında yıllardır gelmesini bekliyor… Şiir o an okuyucuya beklediğinin kendisi olduğunu haykırarak, her şeyin sırrı kendisinden saklı olduğunu söylüyor. Haliyle insan bir anda şaşırıyor! Anlıyor yalanlara inanarak yalanın dilinin ne kadar acı olduğunu, kendisini boş uğraşlarla yollara sokarak kendisinden uzaklaştırarak, kendisinden habersiz yaşadığının farkına vardırır, şiir.

ŞİİR SEVMEYİ ÖĞRETİRKEN TERK EDİP GİTMEZ HEP YANINDADIR

Şiir sevmeyi öğretirken terk edip gitmez hep yanındadır, yalanın dilini parça parça ederken, hakikat sözleriyle konuşmasını sağlar. İnsan kendisini harap eden yollara atarak ıstırap çektiğini çektirdiğini görmez, bir süre sonra görende ne yapması gerektiğini bilmez. İşte şiir şairin duygu gözlemi hisleriyle burada araya giriyor, çektiklerinin ıstırap olduğunu bunu da kendi eliyle olduğunu söylerken, kendisinin sebebiyet verdiğini yine kendisinin yok edeceğini söylüyor. İnsan bazen düşünür ya ölüm mü rüya, rüya mı ölüm! Rüya ölümdür aslında, ölüm yeniden diriliştir, sonsuzluk kapısına açılan bir pencere… Yaşadığımız hayat rüyadır ölümle farkına vardığımız, bununla şunu anlatmak istedim, rüya ölümün yaşadığımız canlı halidir yani rüyada ölümü yaşayan insan, ölümle bu dünyada her şeyini bırakarak gidende yine insan, her şey insan içindir, her şey insanın kendi içindedir hatta âlem dünya insanın gönlündedir iç dünyasında gözlerine yansıyan bir yansımadır desek umarım yanlış söylemiş olmam. İşte Üstat Özdemir Asaf ağlayan birisinin ağlamasını hissederek yazmış. Hissettiklerini unutmak için ağlamak çaredir içindeki yarayı sökerek atmaktır, bazen yetmezse de üstünü ört diyor üstat… Bundan daha güzel gönül his birliği olabilir mi?

Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere

Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre

Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlayabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli

Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli gülmeli

Sevin ağlayabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.

Özdemir Asaf

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan…
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan…
Paylaşılmaz.

Bir düşün’de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

Özdemir Asaf

 

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif…
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü…
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin…..

Can yücel

ÂLEMLERİN RABBİ YÜCE ALLAH İNSANIN SURETİNE DEĞİL GÖNLÜNE BAKAR, BU NEDENLE ÇOK ŞANSLIYIZ HEM DE ÇOK BAHTİYARIZ, ÇÜNKÜ GÖNLÜMÜZDE ŞİİRLE HECELERİN MISRALARIN GÜLÜMSEMESİNİ TAŞIYORUZ

ve şiir devam eder bitmez, ömür bu âlemde bitince de bitmez, gönülde bir iz bırakmıştır, bir çiçek açtırarak kokusunu bırakmıştır içinde, insan dirilince yeniden duyar hisseder bu kokusunu, görür izleri, zaten. Âlemlerin Rabbi Yüce Allah insanın suretine değil gönlüne bakar, bu nedenle çok şanslıyız hem de çok bahtiyarız, çünkü gönlümüzde şiirle hecelerin mısraların gülümsemesini taşıyoruz, şöyle biraz daha geniş hayal dünyasına az dalın ne demek istediğimi gülümseyerek anlayacaksınız zaten vesselam.

PAYLAŞ
Önceki İçerik60’lar Sineması’nda Sadri Alışık
Sonraki İçerikGece / Öykü
Avatar
1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978’ler de başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp bir çırpıda okuyordum. Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim. 1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.