Medeniyetin El Yazısı

0
564
Medeniyetin El Yazısı
Medeniyetin El Yazısı

Yazının icadının önemine, genel olarak herkesçe bilinen çivi yazısı kavramına sadık kalarak başlamak durumundayız. Çivi yazısının mucidi olan Sümerler, günümüz verilerine göre yazıyı ilk olarak depolarında ve tapınaklarında bulunan mallarını kaydetmek için kullanmışlardı.

Çivi yazısı
Çivi yazısı

Bu gelişmeden sonra yazı, getirdiği ticari avantajlar sayesinde dünyaya açılacaktı. Toplum, kültür, siyaset, sanat ve bilim gibi tüm sistemleri eş zamanlı tetikleyecek olan kaydetme devrimi, günümüzdeki en güçlü alışkanlıkların binlerce yıllık kökenini oluşturacaktı. (Aslında, yontma taş devrinden itibaren başlayan bu arayış, binlerce yıllık birikimle belirli kalıplara oturmuş, daha da karmaşık hale gelmeye başlamıştı.)

Sümer alfabesi
Sümer alfabesi

Yani bir düşünün; eğitim, toplum ve din sistemlerini oluşturmak için o âna dek yazı sistemine ihtiyaç duymamış olan insanlar, ilk sistemli “kaydetme” ihtiyacını maddiyat üzerine hissetmişlerdi. Bu da güçlü bir olasılıkla, yazının icadının insanlardan çok modern medeniyet ihtiyacıyla doğru orantılı olduğunu fısıldıyor aklımıza. Ve yine bu düşünceden hareketle, maddiyatla doğan medeniyet, maddi kaygılara gittikçe daha fazla saplandı. (Sanıyorum, konunun bu tarafı apayrı bir inceleme isteyen başka bir başlığını hak ediyor.)

Yazının icadından itibaren modern medeniyet, karşı konulamaz bir bilgi birikimine doğru ilerledi. Bu birikim, düşüncelerin kayda geçirildiği felsefeyle birlikte doğacak olan modern bilimle atağa geçen ve hem doğayı, hem de enerji kontrolünü eline alan teknoloji çağını tetikledi.

Günümüzü ve geleceğimizi şekillendirmeye devam eden yazı, artık ‘0’ ve ‘1’ lerin sonsuz kombinasyonlarıyla, bilişim sektörüne hayat veriyor.
Günümüzü ve geleceğimizi şekillendirmeye devam eden yazı, artık ‘0’ ve ‘1’ lerin sonsuz kombinasyonlarıyla, bilişim sektörüne hayat veriyor.

Sonuç mu? Sonuç, bu yazılanları belki de binlerce kilometre uzaktan okumanıza yardımcı olan 4K paneller. Az sonra Instagram’da paylaşacağınız bir fotoğrafa gelecek olan “like” bildirimi. İlan-ı aşk esnasında kullanmak için seçmekte zorlandığınız muhteşem müzik besteleri. Günlükleriniz ve hatta yazılı ütopyalarınız. Einstein’ın Genel Görelilik Kuramına dayandırdığı matematik denklemleri ve öğretmenlerine bu formülü ezberlettirmekten başka bir vizyon sunamayan, ucuz ama mecbur kaldığınız yazılı eğitim sistemleri. Bu ve bunun gibi tüm anlık geri bildirimlerinize olanak sağlayan, teknolojik ve kültürel modern medeniyet ürünlerinin tamamı…

Unutmayın ki tüm bu avantajlar, Sümerlerin tapınak ve depolarında bulunan malları kayıtlara geçirme ihtiyacından evrildi. Bu noktada, başlık seçimi konusunda benimle aynı fikre ulaştığınızı farz ederek devam edelim. Bir düşünce deneyi olarak; yazının önemini kavrayan ve sonsuz gücünü elde etmeyi başarmış, günümüz kasabalarını andıran o ilk küçük kitleleri ele alalım. Kendini kopyalama şansını elde eden düşünce ve bu düşüncelerin oluşturacağı felsefe sistemi, atalardan elde edilen ilk kültürel, ideolojik ve dini sistemleri beraberinde getirdi. Antik Yunan döneminde (M. Ö. 440-450), zihninde atomus’u (atom) canlandırabilecek kadar engin düşüncelere sahip olan Demokritos, kendisinden 22 yüzyıl sonra modern atomun mucidi kabul edilen John Dalton’a ilham verebiliyordu artık.

Demokritos
Demokritos

Yine Karl Marx’ın derin endişe duyduğu ekonomik ve siyasi sistemler, Avrupa’yı etkisi altına almış ve sonucu dünya savaşlarına, soykırımlara varan kitlesel eylemlere ön ayak olabilmişti. Kavgam adını verdiği kitabında Adolf Hitler, yol açtığı tüm felaketler için Karl Marx ve peşinden gelen komünist fikirlere karşı savaştığını iddia ediyordu.

John Dalton
John Dalton

Ya da yine Sümerlerin temelini attığı tek tanrıcı yönetim sistemleri, günümüz semavi dinlerine ilham verebiliyor; binlerce yıllık öğretiler, günümüzde milyarlarca insanın günlük yaşantı ve alışkanlıklarına doğrudan etki edebiliyordu.

Karl Marx
Karl Marx

Bir başka düşünce deneyini de gelecek üzerine kuralım. Geçtiğimiz günlerde Elon Musk, 20. yüzyıl bilimsel atağı ve beraberinde gelen teknoloji dalgasının üzerine, insan beynini yapay zekayla birleştirme misyonuyla Neuralink adlı şirketi kurdu. Bilindiği gibi, yaşadığımız evreni bir çeşit yazılım ve simülasyon olarak resmetmek yine geçtiğimiz yüzyıla ait olan bir düşünce. Ancak Musk, durumu düşüncelerin ötesine taşıma niyetini ve bilim kurgu severlerin Cyborg olarak anımsayacağı bu olası geleceği somutlaştırarak neslimizi onurlandırmış; kendi adını da tarihe yazdırmış oldu.

Adolf Hitler
Adolf Hitler

Yine Elon Musk ve bir diğer girişimi olan Space X, birkaç yıl içinde insanlığı Mars’a roketle götürecek projeleri geliştiriyor. Geçtiğimiz günlerde bu amaç için, Mars atmosferi koşullarında patates yetiştirildiğini biliyor muydunuz? Beraberinde gelecek olan yıldızlararası yolculuklar ve galaksiler arası yaşamlar hayal mi? Peki 2.500 yıl önce Demokritos’un atomus’u da mı hayaldi?

Temsili Space X roketi
Temsili Space X roketi

Tüm bu gelişmelerde, insanların kurgusu olan modern medeniyet ve hayal gücünü aşan gelişimine tanıklık ediyoruz. Bizden çok sonra yaşayacak olan nesiller geriye dönüp bu muazzam başarıya göz atarken en büyük sıçrama olarak Sümerlerin çivi yazısını ve kaydetme devrimini görecekler.

Şimdi oturun ve bir şeyler yazın. Yazdıklarınızın bugün olmasa bile belki yüzlerce yıl sonra birilerine yol göstermeyeceğini nereden bilebilirsiniz? Üstelik son nörolojik araştırmalar, yazma eyleminin en güçlü beyin egzersizlerinden biri olduğunu söylüyor…

 



PAYLAŞ
Önceki İçerikUYAN
Sonraki İçerikGalatea Art’tan Koleksiyon Seçki Sergi Açıldı
Avatar
1992 İstanbul doğumlu. Gazoz kapağı oynarken “kitleye”, atari oynarken “geleceğe” merak sarmış. Grafik tasarım mezunu olmakla beraber, maddi getiri mesleklerine karşı duyarsız. “Birey varsa kurgu var. Bilim-kurgu varsa gelecek var,” diyor ve hikayesini kendi elleriyle yazıyor...