Dışavurumcu renkleri ile anılan Henri Matisse, yirminci yüzyılın en etkili ressamlarından biri olmuştur. 1869 yılında Fransa’da dünyaya gelen Matisse, altmış yıllık kariyeri boyunca, heykelden resme, resimden baskıya kadar birçok eser yaratmıştır. Konuları sıra dışı olmasa da çarpıcı renkleri ve anlatılmak istenen duygunun resimlerinde abartılı yansıması, onu sanat tarihinde sıra dışı bir konuma yükseltmiştir. Resim yeteneğini hayatı boyunca geliştiren Matisse, renklerin ve ışığın harmonisini tüm eserlerinde yakalamaya çalışmıştır.Post-gerçekçilik ile başlayan resim kariyerini, Fransız fovizm akımının başını çekerek devam ettirmiştir. Kubizm akımıyla ilgilense de reddetmiştir ve renk kullanımını baz alarak, çarpıcı, canlı, dekoratif eserler ortaya çıkarmıştır. Kendi ifadeleriyle, rahat bir koltuk kadar yatıştırıcı ve zihne huzur veren bir sanat yaratmak istemiştir. Natürmort ve nü figürler resimlerinde çoğunlukla işlenen temalardır.Diğer kültürlerin sanat biçimlerinden etkilenerek, İslam sanatının dekoratif özelliklerini, Afrika heykelciliğinin açısallığını eserlerinde yansıtmıştır. Eserlerindeki güçlü renkleri ve alışılmamış figürleri Matisse’in sanatından etkilenmemin en büyük etkenleri. Bu yazımda bakmaktan zevk aldığım üç eseri hakkında düşüncelerimi sizinle paylaşacağım.
Mademe Matisse
Bu eserde betimlenen figür, ressamın eşi Amelie. Renklerin kombinasyonu ve resmin geometrik şekillenişi, eserin gücünü ortaya çıkaran unsurlar. Resme derinlik katan, ışık ve gölgeler renk kullanımıyla sağlanmış. Renklerin kullanımı düzensiz olsa da, resmin size verdiği genel etki huzur oluyor. Matisse, figürün sunumunda hiçbir şeyi göz ardı etmeyip, ana hatlara odaklanmış. Betimlenen figürün görkemli niteliği ve bize dönük konumu, portreyi gözümde bir ikon haline getirmeyi başardı. Figürün baş kısmındaki başta göze batan ve garip algılanan yeşil çizgi, aslında ışık ve gölge arasındaki sınırı betimliyor ve bir güzellik niteliği olan simetrik yüz hatlarına odak sağlıyor. Matisse’in bu tabloyu yaratmaktaki amacının, renklerle bir kurgu, bir yapı inşa etmek olduğunu düşünüyorum. Bunun da hakkını sonuna kadar veriyor. Renklerin harmonisi gözüme çarpan bir diğer unsur. Yeşilin verdiği dinginlik ile kırmızının canlılığın çatışmasını izlemek, bu resmi sevmemi sağlayan nedenlerden biri. Bu çatışma sonucu bir bütünün doğması ise bir diğer neden. Çevresindeki renklerin canlılığın tersine, kadının donuk bakışları yine resimdeki garip çatışmalardan biri. Figürün yüzünü, ışık ve gölgelendirme ile sıcak ve soğuk olarak böldüğünü düşünüyorum. Fırça darbelerinin gelişigüzel vurumu, resme bir hareketlilik sağlamış. Öte yanda eserdeki baskın çizgiler kadının omuzlarını, saçlarını ve kaşlarını belirgin hale getiriyor. Fovizm akımının bir parçası olan bu tablo, renklerin niteliklerini kanıtlamak için oluşturulmuş bir sanat eseri. Ayrıca eşine karşı hissettiği duygularını renklerle ifade etmeye çalıştığını düşünüyorum Matisse’in. Seçtiği renklerin kişisel hisleriyle zenginleştiğini ve renkleri daha çarpıcı hale getirdiğini düşünüyorum. Ayrıca eşine olan sevgisini yansıtmasının dışında, renklerin eşinin bazı kişisel özellikleri ile de paralel olduğu kanısındayım. Yüzündeki sarıya kaçık uçuk renkler, sıcak renklere nazaran daha duygusuz bir kişilik özelliğini ifade ediyor. Yüzündeki sıcak noktalar ise kadının tutkulu yanını ifade ediyor olabilir. Diğer yandan tablodaki sıcak pembemsi renkler sevgi duygusunu ortaya çıkarıyor. Figürün suratını da renkler yoluyla ikiye ayırarak, Matisse bir insanın içindeki farklı karakterleri göstermek istiyor. Eşini duygusuz bir ruh durumu ile tutkulu bir karakter olarak ikiye ayırıyor. Bir diğer sevdiğim özellik tıpkı Matisse’ in söylediği gibi, bu herkesin anlayabileceği bir sanat ve burada konu renklerin etkisi ve güzelliği. Bir bakıma renklere bir saygı duruşu. Bir fovist ressamın amaçladığı her şeyi bu resimde görebilirsiniz. Gerçeği olduğu gibi yansıtmayı tercih etmek yerine, gerçeğin yerini renkler alıyor ve dünyayı renkler aracılığıyla yeniden görebiliyorsunuz.
Matisse – La Danse
La Danse Matisse’in bir diğer eseri olan La Joie de vivreé e referans yapıyor ve ona yeni bir boyut katıyor. Matisse’ in dansçıları el ele tutuşuyor ve enerjik bir daire oluşturuyorlar. Daha hızlı hareket ettikçe, çember daha da yükseliyor. Bir saatin içindeymişçesine hareket ediyorlar ve düzensiz bir enerji dalgası yayıyorlar . Grubun iki üyesi arasında bir boşluk var ve bir defa daha döngüyü tamamlama umuduyla kadın diğerine ulaşmaya çalışıyor. Tablodaki herkes bu döngüyü tamamlamaya odaklanmış. Sanki zamanın durmasını önlemeye çalışırmışçasına. Matisse bu boşluğu tamamlama görevini size bırakmış gibi. Bu aktif çaba neredeyse çemberi dağıtmak üzere, fakat bu durum dansın dışavurumunu daha da canlı hale getiriyor.Bu toplu çaba kişisel özgürlüğü arzulama ve ona ulaşma çabasını ifade ediyor olabilir.Matisse figürlerinin çabasız hareketlerle dans etmesini sağlıyor. Bu sayede özgürlük çabasının apaçık ortaya çıkmasını engelliyor. Matisse aynı anda, dans olgusunun zamandan bağımsız bir insan icadı olduğunu işaret ediyor olabilir. Bununla birlikte La Danse ile mutluluk inancı yeniden yaratılıyor. Bu hareketli insan figürleri bu tabloda bir döngü oluşturuyor ve insanlarda yaşama ve sevinç duygusu uyandırıyor. Bu duygular erken Fovizm akımının temaları arasında yer alıyor. Dans edenlerin dinginliği ise onların bu duyguya bir tepkisi bence. Yoğun sıcak renkler arka plandaki soğuk mavi yeşil renkler ile kontrast oluşturuyor. Bu kontrast dans eden figürlerin daha göze çarpmasını sağlıyor. Resme bir daha bakınca, dans edenlerin bulunduğu mekanın ne kadar belirsiz olduğunu fark ettim. Figürlerin hareket etme çabasına ve dingin danslarına bakarak, figürlerin deniz altında dans ettiklerini hayal ettim ve süzülerek dans etmelerinin sebebini bu şekilde kendime açıkladım. Mekansal belirsizliği kullanarak, Matisse resimdeki derinliği sağlıyor. Yaşam döngüsünün bir dans ile ifade edilmesi fikri, bu eseri sevmemdeki baş neden. Figürlerin mağaradaki antik çizimlere benzemesi, Matisse’in antik sanata hayranlığını ifade ediyor. İlk insanların evreni ve doğayı anlama ihtiyacı ve bilinçaltlarında yarattığı etkiler bu şekilde gösteriliyor ve buna bağlı olarak, figürlerde kullanılan turuncuya kaçık turuncu vahşi yaşamı sembolize ediyor olabilir.
Matisse – Pink Nude
Pink Nude, Matisse’in geç dönem sanatının önemli bir parçası. Matisse tabloya başlamadan önce, modeli fotoğraflamış ve resmi zamanla üzerine bir şeyler ekleyerek bitirmiştir. Bu süreçte şekilleri soyutlayarak ve arka plana geometrik şekiller ekleyerek eserin yapısını değiştirmiştir. Resmin odak noktası olan, devasa figür kollarını ve bacaklarını bükse de tabloya sığmayı başaramıyor. Kadının vücudu şehvetli kıvrımlar halinde yansıtılıyor. Figürün durağan görüntü ile arka plandaki geometrik şekiller arasında bir kontrast oluşturuluyor.Bu kontrast mantık ile tutkunun çatışmasını ifade ediyor olabilir.Arka planda yer alan vazo ile kadının vücudu aynı renkte.Vazodaki çiçekler ile kadının doğurgan yapısı arasında bir ilişki kurulabilir.Vazonun kadın doğurganlığını temsil eden geleneksel bir figür olması, bu iddiayı güçlendiriyor.Sembolizmi kullanması tabloyu sevme nedenim. Pink Nude Matisse’in bir diğer tablosu olan Blue Nude ile ilişkilendirilebilir.Fakat Pink Nude, hayli erotik bir eser olan Blue Nude’a göre daha ölçülü ve soğuk.Belirsiz bir erotizmi yine de sezebiliyorsunuz.Erotizm daha masum bir şekilde, figürün soluk rengi ile anlatılıyor.Figürün yüzündeki ifade belirsiz olmak ile birlikte meraklı bir bakışın bizi süzdüğünü fark ediyorum.Kim olduğumuzu, neden orada bulunduğunu anlamaya çalışıyormuş gibi bir ifade var yüzünde.Arkadaki mavi rengin canlılığı ile figürün soluk rengi arasında yine bir çatışma yaratıyor Matisse.
Matisse İçin Kaynakça
- Matisse: 50 years of His Graphic Art by William S. Liebermen
- The Last Works of Henri Matisse: Large Cut Gouaches by Monroe Wheeler
- Henri Matisse-Master of Colour by Volkmar Essers by TASCHEN