Hemen her festival için sanat felsefesinin ete kemiğe bürünmüş halidir diyebilirim. Bizi olduğumuz noktadan alıp bir öte dünyaya ışınlıyor…
İngiltere’nin başkenti Londra’ya gidenler bilir, bu kent ekonomik bakımdan zengin donanımlı olmasına karşın kendisine has bir hüzünlü çehreye de sahiptir. Yaz mevsiminde de birden havanın bulutlandığını kendinizi eğer yanınıza şemsiye almadıysanız birkaç dakika içinde duştan çıkmış gibi hissedebilirsiniz. Yağmurun yanında sisin varlığı da bu kente ayrı bir gizem katar.
Bu gizemli şehirde yaşamak oldukça masraflıdır. Euro değil İngiliz sterlini ile alışveriş yapılıyor; yine bilenler bilir sterlin eurodan da yüksek bir para değerine sahiptir. Ekonomik yönden gelişmişlik oranı ile bu şehirde değerlerine bağlılık arasında büyük bir kopukluk yoktur.
Bugünlerde Işık Festivali ile hareketli günler geçiren sakin Londra sokaklarında tarihi eserlerin aydınlatılması ışık ile donatılmasını izlemek oldukça keyif verici… Tarihi Londra Kalesi’nden tekne turları ile Thames Nehri yolculuğu yaklaşık bir saat sürüyor.
Tarihi kale bir zamanların acılarını, ızdıraplarını yemyeşil şirin görüntüsünün ardına çoktan gizlemeyi başarmış.
Festivalin varlığı ışık ile taçlanınca bir anlığına sanatın muazzam birleştiriciliğini düşünmeden edemedim. Sanat, ülkeleri kentleri daha çok birbirine bağlıyor. İstanbul –Londra yolculuğu yaklaşık üç buçuk saat gibi bir süre… Ancak festival kapsamında aramızdaki mesafeler daha da yakınlaşmış gibi; çünkü sanatın evrensel kuşatıcı özelliğini çok önemli buluyorum. Neden mi diye soran sevgili okur sanatsal çalışmaların hemen her çeşidine daha çok önem verilmiş olsa siyaset bu kadar hırçın bir dile sahip olur muydu?
Konuşarak uzlaşarak çözebileceğimiz onlarca sorun çatışmaya kavgaya dönüşür müydü, diye sorularımı ard arda sıralayabilirim.
Merhum sanatçımız Şenay Yüzbaşıoğlu’ndan çokça dinlediğimiz Sev Kardeşim şarkısının sözlerini yaşam felsefemiz haline getirmek çok mu zor acaba, siz ne dersiniz ?
Londra, ışıklara bürünürken; kilometrelerce ötede bir yerlerde gözyaşı, acı ,elem sarmaş dolaş …
Susuzluktan açlıktan ölen çocukları düşünmeden edemiyoruz, adına kopkoyu karanlık diyoruz. Sahi bu karanlıklar ne zaman ışığa evrilecek , dünyanın dört bir yanında ışık festivalleri olacak ?
Sanat filozof Wilhem Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi bizi olduğumuz halden başka bir hale evirerek adete üst insan eder. Festivaller sanatın en önemli gözdesi, bir anlamda da üst insanın varolmasıdır.
Umutlarımız, inançlarımızla daha da güçlensin, sevgi sanat ile zenginleşsin diye dilekte bulunuyorum.
Baştan sona keyifle okudum tebrikler … dileklerinize de aynen katılıyorum… sevgiyle kalın