İkimiz de el uzatıyoruz gökyüzüne,
Kederlendik kuşlar uçup gittiğinde
İkimiz de Dolunaya aşığız,
Küskünüz geç gelen bahara.
Esintiyle yüzüyor her sandal,
Yeter artık, sıcak iklimlere uçalım.
İkimiz de güz geldiğinde yalnızız,
Özleyeceğiz yaprak gibi sarararak.
Yaprak gibi duyguları yağmala güz!
Güzden uçtuk artık nereye konalım?
İkimiz de seviyoruz dondurmayı,
Dondurma gibi kalplerde donuyoruz.
Bahar şimdi…
Göğüslerde diri güz,
Benim bembeyaz dünyama gelin.
İkimiz de ölürcesine seven aşığız,
Zorluyoruz birimiz birimizi.
Sabah gelir, eteğini gece toplayamadan,
Bizim tuhaf özlemimizi kıyamadan.
Mağruruz, tanıyıp durup tanımamış gibi,
Seviyoruz,ama nefret ediyoruz utanmadan.
Bin yıl zaman sararmış bir mektuptur bu güzden kalan,
Yaprak kız kuşla beraber yürü bizle.
İkimiz de efkarlanıyoruz çam ağacıyla,
Sırdaş gibi konuşuyoruz fısıl fısıl yıldızla.
Çağırıyor kız kardeşini rüzgar, artık.
Kaçmadan kucağıma gel, artık.
Geceki esintiden işitelim müziği,
Yapraktan okuyalım şiiri.
Yüzünde Ay, Gökyüzü diyen benli kız,
Şu güzele sır söyleyelim artık biz.
Balkonundan el sallıyorsun yüne,
Gel dedin mi?
Hoşça kal dedin mi?
Belirsiz…
İkimiz de el uzatıyoruz gökyüzüne,
Kederlendik kuşlar uçup gittiğinde
İkimiz de Dolunaya aşığız,
Küskünüz geç gelen bahara.