Merhaba,
Sana uzun zamandır söylüyorum.
Sen dinlemiyorsun bile.
Satırlarım seni ağlatıyor mu bilmem.
Kesin, ağlatmıyordur.
Sevmiyorsun, biliyorum.
Sana hep söylüyorum ama inanmıyorsun.
Satırlarım sana yabancı değil.
Gözlerim sensiz çehrelere aşina değil.
Dileğim yanında olmak…
Seni sevmek doyasıya.
Ama sen istemiyorsun bile.
Kalbim sıkıştı yine sessizce.
Sense ağlamamı istiyorsun.
Seni seviyorum.
Senden bunu duymak istiyorum.
Ama sen söylemiyorsun bile.
Aylarca bekledim.
Sen ise yanına çağırmadın.
Sadece arkadaştık.
Sadece arkadaş…
Kedim olmasaydı üzülürdüm ben de.
Onunla uyuyorum.
Ona sarılıyorum.
Sana sarılmak hayalim olsa da.
Gözümden bir yaş düşüyor.
Sen bunu bilmiyorsun bile.
Anlamıyorsun.
Senden duymak istediğim iki sözcük.
Sen ise dünyaları vermek istiyorsun.
Hepsi senin olsun.
Benim duymak isteğim bir cümlede saklı.
Gözler anlatır belki.
Ama bazen anlatamaz.
Sen söyle ben dinleyeyim.
Şairin söylediği gibi, beraber yürüyelim olur mu?
Ya da Monna Rosa…
Benim gözlerim yeşildir, onun gözleri kara,
Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara.
Cumayı beklemek gibi her şey…
Her şey bir saatin içinde saklı.
Ama sonra…
Ya sonra?
Bu sefer anlat.
Bu sefer sen…
Ben dinleyeyim olur mu?
Lütfen sen anlat olur mu?
Cevabın iki dudağın arasında…
Benim cevabım gözlerimde gizli.
Sen söyle ben dinleyeyim.
Bana sen de şöyle fısılda:
Seni seviyorum.