Kırkıncı Mum

4
530
Kırkıncı Mum

Eski bir rivayete göre; “Sevdiğin birisi ölünce, içinde kırk adet mum birden yanarmış… Her geçen gün, içindeki o kırk mumdan birisi sönermiş… Kırkıncı güne gelindiğindeyse o son kalan mum hiç sönmez, sen ölene kadar içinde hep yanarmış…” Sönmeyen kırkıncı mumumsun sen benim. Sonsuza dek yanacak olan ama hiçbir zaman tek bir saç telini dahi ısıtamayacak olan o mumum ben… Portekizce’de “saudade” diye bir kelime vardır: “Artık kaybolmaya başlamış, nadirleşmiş veyahut tamamen kaybedilmiş bir şeyi ya da bir kişiyi derinden özleme hissi demektir bu…” Şu sıralar bu kelimenin ağırlığı altında yaşıyorum çünkü ben çok uzun bir süre asfaltı sulamakla uğraştım ama asfaltın tabiatında güzellik yokmuş, anladım. Ömer Hayyam’ın da dediği gibi; öyle bir düğümdü ki bu, ne sen çözebildin ne de ben. Bizimkisi sadece perde arkasında bir dedikoduydu, perde indi ve ne sen kaldın ne de ben… Belki de yanacağım o kırkıncı mum gibi sonsuza dek, acı çekeceğim ömür boyu çünkü acı benim damak tadım ve sevginin ağzımda bıraktığı tat da acı… Ama biliyorum ki sana yanmak için katettiğim bütün yolların toplamı sensin ve katedeceğim yollar da sana benzeyecek. Ah beni yolumdan edenim, sana yenilmek ne kolay! Seni sıfatlarla tanımlamayı seçiyorum çünkü biliyorum ki sıfatları kaldırırsam geriye sadece gerçekler kalacak ve bu gerçeklerin altında ezilmeni istemiyorum. Bazı gerçeklerin sonu kıştır ama senin bende hep bahar kalmanı istiyorum… Güneşe ve toprağa tahammül edemediğinden midir nedir içimde artık açelyalar açmaz oldu. Açamadıkça acı çektim, açamadıkça hep umut ettim. Hercai menekşe mi oldum yoksa? Ben de kırdım bütün kanatlarımı ama köklerim hala bedenimde duruyor. Yavaş yavaş bırakıyorum artık sana yazmayı. Aklının ve kalbinin onda olduğunu öğrendiğimden bırakıyorum seni. İstemiyorum artık senli bir gelecek, senli bir roman kahramanının kullandığı güzel cümleler çünkü sen gittiğinden beri dünyanın en güzel sözlerini artık sadece fotoğrafların dinliyor…

PAYLAŞ
Önceki İçerikİDSO DenizBank “ Bahar Konseri” Caddebostan Kültür Merkezi’nde…
Sonraki İçerikMutlu Olmak İçin Neden
Bayram Şafak Arslan
09 Şubat 1996 tarihinde Düzce’de doğdum. Muğla Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde 4.sınıf öğrencisiyim. Lise yıllarımdan beri amatör olarak edebiyat ile ilgilenmekteyim. Kalabalıkların içinde yalnızlığı yaşamayı tercih eden bir insanım.

4 YORUMLAR