Aşk dediğimiz gönülde bir kıvılcım
Âşık der sevdim başladı tatlı sancım
Cananı varmak için yürüdüğü yol
Cananı sarmak için açılır her iki kol
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Kerem ile aslının aşkını anlatayım
Sazın teline dokunsun canlanayım
Aşk nedir ne değilmiş anlayalım
Buyurun sizlere ben anlatayım
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Keremin asıl adı Ahmet Mirza olan
Islahan Şahının oğludur aşkı bulan
Şahın hazinedarlığını aslının babası yapan
Ermeni Keşişin kızı Aslı derler belki yalan
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Gönül bu görünce ilk bakışta sever
Aşk yakar gönlü herkes sanır keder
Cennet bahçesinde gezdirir aşığa yeter
Aşkı bilmeyenler sanır halleri olur beter
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Aslı ile Kerem birbirlerini candan severler
Şah Keşişten kızı oğluna istemeyi dilerler
Keşiş, bir Müslüman’a kız vermez derler
Bunu böyle anlatır böyle söylerler
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Aslının babası oynar oyunu bilinmez
Fakat hükümdarın isteğini ret edemez
Bir zamana kadar mühlet ister hayır diyemez
Zaman gün olmadan gizlice kaçar vermedim diyemez
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Sabah olur Kerem cananı Aslıyı bekler
Ne gelen var ne giden Aslı gelmez başlar keder
İşitir kaçırmış babası zalim aşk sanmayın biter
Kerem Aslıyı bulmak için hemen yola düşer
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Kerem’in sevdiği kızın ardınca dağları aşar
Anadolu yurdu olur araması şimdi başlar
Kerem artık yanında sadık arkadaşı sazı canlar
Sazıyla yanık çalan bir âşık kerem olmuştur herkes anlar
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Kerem yolda Anadolu önünde her rastladığına
Sazıyla ve yanık türküleriyle yanaştığına
Aslı’yı sorar her kapısına vardığına
Kimi görür haber verir kimisi haber vermez kıskandığında
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Coşar aşkla nehir gibi nehirlere döner
Taşlaşmış gönüllere anlatamaz köze döner
Başlar dağlara kuşlara hakka aşkını söyler
Yaz gününde karlı yollardan geçemez yol ister
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Aşkın önüne çıkan engeller engel mi tanır
Gönül kırılınca incinir insandan uzaklaşır
Kerem bu aşk ateşinde pişer kemale erer canlanır
Duayla aşk dolu gönüller Allah’a ulaşır aşkına ulaşır
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Kerem derler ki Aslısına kavuştu
Kimisi der kavuşmadı yandı tutuştu
Kimisi der buluştu âşıklar konuştu
Araya giren hatır sahipleri koşuştu
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Bazıları ise derler ki Kerem Aslı’sını bulur
Kerem vardığı şehrin Paşasına muhabbetiyle kendini sevdirir
Derler ki yine âşık sazın telleri dokunur haykırır paşanın gönlü sızlar
Paşa aslının babasını ikna ederek kızını Kerem’e vermeye razı eder
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
İki sevdalının nikâhları kıyılır hayat devam eder
Zalim baba oyununa durmaz devam eder gezer
Kötü ruhlu baba mutlu olsunlar istemez bunu nasıl diler
Son fenalığı yapar durmaz gider karanlığa gömülür gider
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Rivayettir Efsanedir söylentidir
Kızına güya sihirli bir gerdeklik gömlek babası giydirir
Bu gömlek son düğmesine kadar açılır denilir
Tekrar kapanır imiş öyle derler belki gözler yanılır
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Kerem sevdiğinin düğmelerini bir türlü çözemez derler
Yüreğinden kopup gelen ateşle yanar, kül olur giderler
Gerçi aşk gerdeğe girmeyi istemez gerdeksizde severler
Rivayettir belki bunu bilmezler hikâye efsane diye böyle söylerler
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Devam edelim sonu nedir bekleyen
Kerem’in küller içinde yanmasın diye bekleyen
Aslı Han’ın gönlüde küllerin içinde yanmış beklerken
Bir kıvılcımla tutuşur iki gönül karşılıklı gülüşürken
İki aşığın ancak külleri birbirine kavuşur derler
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Herkes başka türlü anlatır dururmuş
Hasret aşkın içinde bulunur dururmuş
Aşkın içinde gezen âşık kapısında dururmuş
Aşkın değerini anlasın diye hasret onu yorar dururmuş
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Aşkta vuslat ahrette olurmuş
Bu dünyada aşkla yananlar hakka yolu bulurmuş
Geride gelenlere bu yolu açar dururmuş
Yolunda gelenlere hoş geldiniz diyerek karşı dururmuş
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım
Aşk sanılsa böyle bilinse de efsane
İnsan az aşkı tatmak için bulur bir bahane
Aşkı duyarak insan gönlü olur şahane
İnsanlar aşkı ulaşılmaz sanılması için içine katar
Gönlü aşktan anlamayan bir gönlü olan bir buzhane
Âşık uğrar bu buzhaneye buzhane değil oları bir çekiç hane
Çekiç hanede çekiçle dövülür gönül olur çelikten hane
Olur, artık bu yıkılmaz aşk insanlığa bir dershane
Her gelen okur mezun olur alacağını alır olsa da gönül fakirhane
Fakir hane gönül herkese açıktır gelen girer içine olur Gülhane
Haktan verilen bir cennet bahçesi aşk anladım