Kayboluşun Öz Öyküsü

4
160
Kayboluşun Öz Öyküsü

Zaman geçtikçe büyüyor muyuz yoksa zaman mı büyütüyor içimizdeki yaşları? Saçmalıklar içinde gelişiyor duygularımız ama biz hep mantık arıyoruz dünya dilinde.

Yollar uzadıkça uzuyor; ne hissedeceğimi bilmiyorum. Kanıksadığım tek duygu yalanlar, sahtelik ve yüzeysel gösterişler… Daha ne kadar dayanırım bilemiyorum.

Kayboluşun Öz Öyküsü

Karlar yağar üzerime ve ben üşümediğimi zannederken fark ederim ki içimdeki küçüğüm soğuktan bitap bir vaziyette derman arıyor. Küçüğüm ben seni çok mu ihmal ettim?

Kafam karışık nereye gidiyorum? Ne zaman huzur bulacağım? Ne zaman bir sonu gelecek bu kaçışların, bu duygu yolculuklarının? İsteğim biraz genç olmak ve mutluluk…

Çok mu?

Kafesler içinde büyütülmek ve sonra kendi kafesine mahkûm kalmak kendi kendini sınırlandırmak ne acı üstat! O hayatın sıcaklığını hissedemiyorum ama mutlu olmaya çalışıyorum eğitim vermekle… Öğrencilerimle…  Ben kardelen miyim hala acaba? Yoksa rol yapan bir çiçek mi? Sever miyim yoksa nefret mi ederim hayattan? Ben kimim?

Sorgulamalarla mı gelecek sonum yoksa ben de insanca hissedebilecek miyim şu hayatta? Rutin önemli değil hayır önemli olan rutin içindeki senin içindeki o ateş ve yaşama aşkı? Kaldı mı ki acaba? Yansıtmamaya çalıştığım duygular mı batıyor kalbime yoksa hüzün ve gözyaşları mı törpülüyor iç dünyamı? Görüntüm neyden ibaret acaba? Çok mu soyutum yoksa somuttan türemiş bir heykel mi?

Geçmiş mi sıkıştıran yoksa gelecek telaşımı beni bastıran? Ya da ya da acaba sorgulamaksızın herhangi bir plan yapmaksızın yalnız kalmak mı?

Yalnızlık!

Ne büyük söz üstat! Neredeyim?

Geri gelmem için hayata kafesten çıkıp salınmam mı lazım? Belki de kafes içinde özgürlüğü iç dünyamda yaratmak mı çözüm? Sanırım bu çözümden çok yalnızlığa mahkûm edilişin bir hikâyesi.

Ben artık neredeyim bilmiyorum ama bildiğim tek şey var artık ne ruhum genç ne de aklım ve kendimi işime ve ruh âlemime adadığımdır.

İmdat dilemem artık. Ne beklentim var hayattan ne de başka bir şey! Tek istediğim zarar görmemek! Yargılanmadan yaşamak o kadar!

Tarih yazsam ne olacak ki bu yazının sonuna (00.41/ 24.01.2014 perşembe) diyerek parantez içinde vermem bile ironilerle dolu bir iç dünyam olduğunu kanıtlamaz mı?

Hadi çöz beni

Sıra sende.

Değişim zamanla mı orantılı yoksa insanın iç dünyasındaki çalkantılar mı insanı sürüklüyor değişime. Gerçekten insanoğlu o kadar garip ki ne zaman ne yapacağı belli olmayan ruhu çılgın ama gözleri solgun bir yaprak misali kendini çarptıkça çarpar duvarlara sahnelere ve yaşamlara…

İçini titreten bir ezgi gibi gelir insana kopmak hayattan ve iç dünyasındaki yelkenlere gömülmek… Yoruldum mu acaba? Nedir bu saçma sapan fikirlerim. İçimdeki çocuk bile yaşlı artık sadece huzurla mutlu olmaya çalışabilen bir yapım varken ki o sert yapıdayken nasıl kendime gelebilirim?

Aşka yer yok hayatımda yüce aşktan başka sanki. Hep yalnız kalacağım sanırım. İnsani duygularım neden eksik neden benim de duygularım yok bir erkeğe karşı. Ailemden başka kimse yok ve beni kendilerine o kadar bağladılar ki bana zarar verdiklerinin farkında bile değiller. Onlara bir şey olursa neyim kalacak bu hayatta. Bir tek ben… Yalnız gelip yalnız gideceğim bir toprak. Ben sadece onlarla mutluyum ve onlar bunu bilmiyorlar.

PAYLAŞ
Önceki İçerikKaya Ulusay’dan “Zamansız” Kitabı Çıktı!
Sonraki İçerikOsman Amcanın Eşeği Ve İlham!
Ayşe Yay
Yazar 1989 Gaziantep doğumludur. Gaziantep Ziya Gökalp İlköğretim Okulunu bitirmesi akabinde eğitimine yabancı dil ağırlıklı Hasan Ali Yücel Lisesi’nde devam etmiştir. Üniversite eğitimini ise Erzurum- Atatürk Üniversitesi- Edebiyat Fakültesi, İngiliz Dili Ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. Ayrıca üniversitede erasmus öğrenci hareketi programıyla altı aylık bir süreyle Polonya Varşova Üniversitesi’nde eğitimini sürdürdü. Mezun olmasıyla birlikte, adliye ve noter yeminli ingilizce tercümanlığı yaparak aynı zamanda da amerikan kültür derneği dil okullarında işe başladı. Eğitiminin ikinci yılını ise doğa koleji’yle devam ettiren yazar o yıl sonunda Şanlıurfa Suruç Fatih Sultan Mehmet Anadolu Lisesi’ ne ingilizce öğretmeni olarak atandı. Ertesi sene ise tayininin Gaziantep’e çıkmasıyla Gaziantep(Merkez) Anadolu Lisesi’nde işine devam etti. Şu anda ise yazar Gaziantep- Beylerbeyi semtinde Gönüllü Hizmet Vakfı İnal Aydınoğlu Ortaokulunda mesleğini sürdürmekte ve aynı zamanda da yazarlık kariyerine devam etmektedir.

4 YORUMLAR