görünmeyen o kadar şey biriktirdiler
utanıyorlar
oysa
aynalara kazımak isterdiler
gün üzerine yoğun yaşadıkları her duyguyu.
*
ödedi mi ömrümüz yaşamak denen iletti
yoksa sakladıkça,
içimizi dökemedikçe mi büyüdü ayrılıklar bizde?
*
aşk, derin çağıldayan
zamanı özgürlüğe çeviren ses.
bir güz masalı ki,
uzun yolculuklarda anlatılan.
*
Bu yaşadığı anın dahi kendine ait olup olmadığı hususu aklını karıştırıyor olsa da emin olduğu tek bir şey vardı artık: çok uzakta bir yerlerde onu bekleyen birileri vardı. Emindi, onu bekliyorlardı. Ve ne pahasına olursa olsun gidip onları bulmalıydı. Daha fazla bekletmemeliydi onları.
Bu tek bir şeye ulaşana kadar neler kaybetmişti, kaç kere yenilmişti? Hesabını tutmaya gücü yetmemişti.
*
durmadan onu arayan bir yürek
gözlerden ürken uzaklardan ürken bak işte
geçtiği yerlerde bıraktığı izlere:
bağlanamayışlarını unutma, kavuşamamalara gidiyor.
*
nehirlerin sesi kuşların sesine
karışınca
sınır boylarında
sesi yankılanacak:
ömrünün sonuna kadar seni beklemek için.