Fiyakalı bisikletiyle tozunu attırıyordu yolların.Hayatın çizgiselliğini yakalamış ve gökkuşağından bir renk tutmuştu.İçindeki sırtlanla birlikte sürüyordu bisikletini.Bu kez öldürmeyecekti içindeki sırtlanı.O özgürlüğüydü çünkü.Her gün rutin olarak gittiği yolu değiştirmek istedi Kani.
Ne olabilirdi ki? İçli bir aslan çıkmazdı ya karşısına.Sırtlanların en büyük düşmanı aslanlardı çünkü.Sırf bu korkuyla hep aynı yolda sürüyordu bisikletini.İçindeki aslanı sürükleyen birini görmekten korkuyordu.Ama korkmaya devam etseydi özgürlüğün ne anlamı olabilirdi ki? Bu sefer farklı bir yola girecekti,kararlıydı.Bu kararlılıkla çıkardı bisikletini o gün.Pedallarını kontrol etti.Su şişesini bisikletinin önündeki sepete koydu.Bulutlu gökyüzünün altında sürmeye başladı.Ve o korktuğu yola doğru pedallarını çevirdi.İçinde taşıdığı sırtlan kadardı Kani.Çirkin yüzlüydü.Kalın bir boynu vardı.Bedeni cılızdı.Gözleri toprak gibiydi.Gözlerinde ölümü tadabilirdi insan.Ama hep gülümserdi.Onun ütopyasında baskılar,seçimler,suskunluklar yoktu ki.Ta ki yolunu değiştirene dek.Sert düştü Kani.Kendi ütopyasının dışında gerçekle çarpıştı.Bir seçime zorlandı,seçimleri yüzünden baskı altında kaldı ve susturuldu.İçindeki sırtlan ölmeye yakındı.Ama ölemedi daha da çoğaldı.Bisikletini bir kenara bıraktı.Suyundan bir yudum aldı.Bir kenara çöktü ve sustu.Suskunluğunu ezip geçmeye başladı çoğalan sırtlanlar.Zihni sorularla doluydu.Bir yanda umut bir yanda ölüm çoğalmaya başladı.Başını elleriyle ovalamaya koyuldu.Terliyordu.Kendini bıraktığı anda ona doğru ilerleyen birinin ayak seslerine dikkat kesildi.Başını kaldırdı.Tepesinde dikilen iri adama baktı.Şaşkındı.Adam yanına çömeldi.Konuşmaya başladı:
-Sen nesin ve kimsin biliyor musun?
Cevap veremedi Kani.
-Sen insansın.Tutkuları olan,düşkünlükleri olan,seçimleri olan,baskıcı ve baskılanan.Akıllı ve deli.Özgür ve bir o kadar tutsak.Ne bir şairsin,ne bir politikacı,ne bir dindar.Her birinden birer parçasın.Tek parça olmayı bırak.
Yanından kalkıp gitti adam.Sözsüz,bir karnavalı izledi.Bir süre öylece durdu.Sonra bisikletine bindi.O yolda sürmeye devam etti.Gittikçe uzaklaştı,gözden kayboldu.
Mutsuzluktan kaçan çocuk içindeki sırtlanlarla birlikte gözden kayboldu.Çünkü boşuna değildi bu delilik.
Güzel yazı tebrikler Buket…