“eski bir rüya”
salkım saçak sırıl sıklam olmuşssun
hani nerede erguvanların…
bir genç kız siyaset bilimi okuyor mu hala
okula giderken üzerine bastığında
heycanlanırmı kaldırımların…
beni taşıdılar kadıköy vapuruyla
çok sarhoştum tek yudum içmedim…
kaya misali oyulmuş suratlarını gördüm
sakallarına çay simit bulaşmış solcuların
işte bu vapur!
işte bu sisler alemi…
sultan ahmetten geçemezse her gün
işleri rast gitmeyeceklerin şehri…
orta dünyanın ortasında varlığımıza
ne kaybolup gidecek nede hükmü bitecek bir dua