İroni Teşhisi

1
92
İroni Teşhisi
İroni Teşhisi

Siyahın başka tonları var bugün bende. Zamansız yakaladığım düşler yaka paça etmekte ruhumu. Mağdur kaldığım durumların yamacındayım, varoluşların oldukça uzağında. Dudaklarıma yakışan kelimeleri sıralıyorum birer birer. Altın sarısı saçlarımdan bir gölge beğendim yarın gece ve yarın geceye sakladım zaruriyetten. Kötüden halliceyiz güzellikler sarnıcında. Yarın gece oldu tümü.

Masumiyet barındıran duyguları köle ediyor insanlık ve suskunluğu pay veriyor yanında. Namlusunu burnuma dayayan bir çiçekti saklı kalmış huzur. Toprağıma dar gelen bir tohumdu mahkumiyetin acı çığlıkları. Ellerimde oluşan çatlaklardan sızan sıcaklığa uzanmak, dokunmak bilmediğim noktalardan… Hepsinin tadını alıyorum ! Paslı bir metal dokusuyla renklenmiş iken hayat, sığınağım yıkık dökük öylece. Uzaklaşmam gerekiyor, anlıyorum. Uzaklaşmam gerekiyor yarın geceden. Gün ışığında kalmaya alışmam gerekiyor, biliyorum. Buram buram siyah kokuyor saçlarım oysa. Kıvrılıyor sonra sığ nehirlere. Kurulurken haince yalnızlığa, dudaklarım konuşmayı bilmiyor henüz. Dolaşmanın zevkine varıyorum sahil boyunda otururken başına buyruk; ayaklarım yürümeyi bilmiyor henüz. Elzem bir yaşantı sonucu son vermek sonsuzluğa, yahut sınırlı kalmak taş duvar arası… Ne istediğimden emindim belki. Rahatlığa kavuşmak kargaşalar sonrası… Farklı bir şey vardı, alakasız bir şey. Bundan çok daha mantıksız bir şey. Mutluluktan dört köşeyiz hüzün dolu sandıklarda. Yarın gece oldu ne olduysa.

Bir sallantı var ! Eski püskü bir kaos beni terketmeyen !
Bir sallantı var ! Eski püskü bir kaos beni terketmeyen !

Kuşkular nüfuz ediyor sakinliğime; bedenim toprak oluyor nifak tohumlarına. Kalbimde bir durum söz konusu, sandığından ağır. Çatışmaların ortasında bir çocuktum boyama kitabı elinde. Esaretin altından göz kırpıyordum barışa. Yazık, ne yazık çocuğum… Ölüm meleği varamadan göçüyor bedenler ve izliyor kalanlar. Yarın geceye gidiyor bedenler yarın gecede dinlenirken gözlerim.

Bir sallantı var ! Eski püskü bir kaos beni terketmeyen ! Yüzümde ince çizgiler gülüşlerden kalan… Zamansız yakaladığım düşler huzur vermekte ruhuma. Beyazın başka tonları var bugün bende. Yalnızca kötülükler def oluyor suskunluklardan. Birbirimize bakmak kalıyor bize. Usulca ve sakince… Kargaların olmadığı gökyüzünde uçurtmayız şimdi. Bulutların yumuşaklığı sert geliyor kaygan yanaklarıma. Ne varsa içimizde kalan, hepsi bir yaygara artık. Bağıra çağıra çıkıyor kanatlarımız ! Bir çocuk tutunuyor püskülümüzün en sağlam yerinden. Göz kırpıyor sevgiye özgürlüğün altından. Ne istediğimizden emindik hani. Hüzne kavuşmak yalnızlıklar sonrası… Farklı bir şey vardı. Benzer ama farklı… Bundan çok daha mantıklı bir şey ! Kalbimde varlığını sürdürüyor korku. Yakınlaşmam gerekiyor, anlıyorum. Yakınlaşmam gerekiyor yarın geceye. Kendimi aydınlığa kaptırmamam gerekiyor, biliyorum. Buram buram beyaz döküyor yanaklarım oysa. Akıyor sonra yeryüzüne. Ağlamaktan yorgunuz yağmur değmeyen çöllerde. Yarın gece mi olmuştu yoksa ?

Zamansız yakaladığım düşler yaka paça etmekte ruhumu.
Zamansız yakaladığım düşler yaka paça etmekte ruhumu.

Siyahın başka tonları var bugün bende. Zamansız yakaladığım düşler yaka paça etmekte ruhumu. Mağdur kaldığım durumların yamacındayım, varoluşların oldukça uzağında. Dudaklarıma yakışan kelimeleri sıralıyorum birer birer. Altın sarısı saçlarımdan bir gölge beğendim yarın gece ve yarın geceye sakladım zaruriyetten. Kötüden halliceyiz güzellikler sarnıcında. Yarın gece oldu tümü.

PAYLAŞ
Önceki İçerikEYLÜL
Sonraki İçerikTesettür Giyim Büyük Beden Elbiseler
Ömer Okatali
1997 İstanbul - Kadıköy'de doğdu. Sakarya Üniversitesi - Siyasal Bilgiler Fakültesi - İktisat Bölümü ikinci sınıf öğrencisidir. Üsküdar'da ikamet ediyor. Okumayı yazmayı öğrendiğinden beri eline kalem alır kendi kendine yazar. Yaşadığı bazı duygusal ve özel durumlar kalemi eline aldığı zaman değer bulurlar. Bu yüzden yazıyor.

1 YORUM