İnsanlar Üç‘e ayrılmakta…
Bir; çember gibi yaşayanlar.
İki; daire gibi yaşayanlar.
Üç; nokta gibi yaşayanlar…
Matematikçiler alınmayın sakın!
Çember gibi yaşayanlar,
Teğet geçiyorlar sırrına hayatın…
Koklayamıyorlar bir gülü doyasıya.
Uçamıyorlar peşi sıra kuşların…
Bırakıp seslerini rüzgâra,
Duyamıyorlar yankısını ıssızlıkta…
Gözbebeklerinde saklı özlemleriyle
Bakıyorlar uzaktan yalnızca…
Daire hapishanesinde olanlar,
Merkezinde dünyanın…
Güneş onlar için doğuyor her gün.
Karıncalar onlar için çalışıyor…
Gece ile gündüz, fır dönüyor etraflarında.
Nehir onlara doğru akıyor…
Başağından buğday onlar için çıkıyor.
Toprak? Yediveren yalnızca…
Nokta olanlara gelince;
Kapatıyorlar cümlelerin kapısını,
Açılsın diye bir yenisi…
Rakamları ayırıyorlar birbirinden,
Karışmasın diye her birisi…
Elbet biliyorlar bütün doğruların gelip gittiğini,
Kendilerinden geçerek sonsuza eriştiğini…
Bilgelik tohumunun hiç’lik toprağında yeşerdiğini…