Kelebeğin ömrü…
Ağacın ömrü…
İnsanın ömrü… Hepsi farklı uzunlarda, farklı yolculuklar. Çoğu zaman aralarında ki tek fark geçmiş ve geleceğin varoluş uzunluğu veya kısalığıdır, çoğu kimseye göre…
OYSA HAKİKAT BAMBAŞKADIR!
Gerçekten hakikat asla bundan ibaret değildir. Hakiki olan kişinin yaşam döngüsü boyunca evrene böylece bütüne yansıttığı deneyim ve kazanımlar aracılığı ile KENDİYLE TANIŞMASI VE ÖZÜ GEREĞİ YAŞAM AMACINI GERÇEKLEŞTİRMESİDİR!
ASIL OLMASI GEREKEN; kişinin kendi merkezine yani bir diğer deyiş ile hakikatine gelerek yaşam amacını gerçekleştirmesidir.
İşte tam da bu döngüde insanı kendi bilgeliğine götüren bazı sorular başlar.
“ BEN KİMİM ?”
“ YAŞAM AMACIM NEDİR?”
“ KENDİM ARACILIĞI İLE BÜTÜNE NELERİ KATABİLİRİM?” …
Son derece kıymetli ve belki bedeli ağır gibi görünen ancak mükafatı çok olan sorular!
SADECE !
Bir kez niyet etmek ve kendi yaşam amacımızı bulmak için SAMİMİ OLMAK yeterlidir…
Samimi olmak! en çok ta kendimize.
Onca gelir geçer yaşanan dünya hayatı ve oyalamaca içinde bizi biz yapan daha kıymetli başka bir görevimiz yoktur!
Hatta yaşanan çokça sıkıntı, hastalık veya dert olduğunu düşündüğümüz onca engel aslında bizi KENDİ EŞİĞİMİZE getirmek içindir..
KENDİ EŞİĞİMİZ bizi KENDİ ÖZÜMÜZE ulaştırır…
Peki bu yolculukta aracımız nedir?
Böylesine kıymetli bir amacı nasıl yaşar hale geliriz? Laf ta kalmadan iliklerimizde hissedip, coşkusunu şükre yani farkındalığa dönüştürerek?
“ YAŞAM AMACIM VE DÜNYADA VAR OLUŞ SEBEBİM NEDİR… BÖYLECE BEN KİMİM?” sorusudur bizi bu eşiğe taşıyan ve KENDİ KAPIMIZI ÇALDIRAN!
Aksi takdirde kişinin kendi gerçekliğine uyanması yani ÖZÜNE kavuşması için çeşitli engel ve problemler uyarıcı niteliğinde hayatında baş gösterir.
Ta ki kişi nihayet kendine sorduğu sorular ile kendi eşiğine gelene kadar.