Zaman gönlüm bahçeleri birer birer yıkılırken, sen dinmeyen bir yağmur gibisin. Ne sana haykırabiliyorum ne de senden çıkabiliyor. Evet, mutluluk yine sende ama ya yaşanmışlıklar. Her daim bir köle kul karşılaşması bizimkisi sen ya kazanıyorsun ya da ben kaybediyor. Basamaklar geliyor sonra sen sessizce çıkıyorsun, geriye kalan saçta üç dört ak çehrede o sert ifade ve bir de o mahzun yüzüm.
Baharım da sensin hazanım da her nefis mücadelesinde gözyaşım da ey aşk şarabı yanılgıya düşkün olan ben miyim ya da sonsuzlukta bekleyen yolcu mu?