Ben en çok baharı severim. Sonbaharı belki de. Yaprakların hüzünlü rengi, yavaşça yere düşmesi, ağaçların çıplak hatta savunmasız kalışı… Seninle tanıştığım zaman sonbahardım, bu yüzden severim.
Belki de ilkbaharı daha çok severim ben; tazelik gelir, yenilenir her şey. Renk renk olur çıplak dallar, sanki her biri yeni bir anıymış gibi.
Seninle beraber renklendim. Hiç bitmeyeceğini hissettiğim bu yeni tat her seferinde hayranlık bırakıyor bende. Bu hayranlık her defasında farklı bir renk oluyor, her renkte ise farklı bir ‘sen’ var. Dallardaki her renkte, her anı da farklı bir yönün.
Baharı sevmek, seni sevmek…