Herkese merhabalar;
Bu haftanın oyunu; Hisse – i Şayia (Bir Evlilik Komedisi)
Geçen seneden beri merakla izlemeyi bekliyordum bu oyunu. Hem oyunun seneler seneler öncesinden beri oynanmasından dolayı oyuna verdiğim değer hem de ”Zihni Göktay”ı sahnede canlı canlı izleme hevesim. Sosyal medya üzerinden bilet satışlarının başladığını öğrendim anda bilgisayarın başına oturup en güzel yer için savaş verdim 🙂 …. ve başardım… :)))
Öncelikle oyun hakkında kısacık bilgiler vereyim;
Meşrutiyet dönemi tiyatrosunun öncü ismi İbnürrefik Ahmet Sekizinci’nin oyunu; ayrıldıktan sonra da didişmeye devam eden ve biricik kızlarını bir türlü paylaşamayan (“hissei şayia”) karı kocanın bitip tükenmek bilmeyen kavgalarını konu alıyor. Şiddetli geçimsizlikle boşanıp yıllarca birbirinden ayrı kalan, her karşılaşmada ezeli-ebedi kavgalarını tekrarlayan, birbirlerine dava üstüne dava açan, gülünç duruma düşseler de bu didişmeden adeta zevk alan fakat aslında her şeye rağmen birbirini seven karı kocanın ve onların arasında kalan genç kızın öyküsü eğlenceli bir üslupla aktarılıyor.
Oyun ilk kez 1916 yılında Şehir Tiyatroları Dar’ül Bedai’de oynanmış. Cumhuriyet kurulduktan sonra ise ilk kez 1923 yılında sahnelenmiş. Atatürk, 16 Temmuz 1923 yılında bu oyunu işgalden yeni kurtarılmış İzmir’de seyretmiş. Sizin anlayacağız; 100 yıllık oyun. (milliyet)
Bu bilgilerden sonra izlemeye gittiğinizde bir de üstüne eski haber küpürlerini gördüğünüzde salona girip koltuğa oturduğunuz zaman sizi daha bir heyecan basıyor… yani bana öyle oldu. 🙂 Perdeğe açıldığı anda pür dikkat izlemeye başladım. Ne zaman başladı ne zaman bitti anlamadım bile. Tarık Şerbetçioğlu oyunu hem güzel yönetmiş hem de oynamış. Oyun genel anlamda; komik, eğlenceli, nasıl geçtiğini anlamıyorsunu bile.
En önemlisi ise; sürprizli. Neden? Çünkü Zihni Göktay sahne üzerinde doğaçlama yapabiliyor. Yani ikinci kez izlemeye gittiğinizde farklı espriler duyabilirsiniz. Tiyatro dilinde buna; Tuluat Tiyatro denir. Bu tiyatro türünde oyuncular, seçilen konular ile ilgili, diyalogları kendileri seçerler ve kendi tercihlerine göre sahnede kullanırlar. Yani bir doğaçlama mantığı söz konusudur. Yazarı olmayan, genelde bir iskelet senaryo üzerinde, her oyuncunun kendi yetenek ve kapasitesine göre, sözler uydurduğu tiyatral gösteri olan tuluatın güç ve ilham kaynağı geleneksel orta oyunudur. (tiyatroevi)
Oyun ile yazacaklar bitmekle bilmez…. Sizi en iyisi gidin, görün ve izleyin.
Kesin izleyin ama….
Zihni Göktay gibi oyuncular bir daha bu dünyaya gelmez….
İyi seyirler…