Kimimizin kendini alamadığı, kimimizin ise hor gördüğü bir davranıştır hayal kurmak. Doğanın bir bütünüdür. Nasıl fizik, yasası ise evrenin; kişiliğimizin, duygularımız yasasıdır hayal kurmak. Hangi işe nasıl adım atmamız gerektiğini, o işten nasıl başarılı bir şekilde çıkacağımızı öğrenmemizi sağlar aslında. Kimimiz o hayallere dalar geleceğini yönlendirir, kimimiz hor görür kenara atar onları. Her şeyin bir başlangıcıdır aslında, bir bebeğin yürümeye başlaması için ilk adımları atması gibi. Kimimiz için küçük, kimimiz için büyük bir adımdır. Nefret edilse de bırakılamayan bir iştir aslında düşünmeden edemediğimiz gibi. Bizleri, diyardan diyara uçuran bir kuş gibidir; istediğimiz yerde bırakır istediğimiz yerlerden alır bizleri. Aslında en güvenilir dosttur, istediğin anda yanında olduğu gibi gerçekleri de vurur yüzüne aslında. Elinden tutar senin, götürür eşsiz diyarlara. Hayatı öğretir insana, nelerin gerçek, nelerin hayal olduğunu anladığın anda.

Peki, neden hayal kurarız? Neden bazılarımız bunu absürt bulur veya neden bazılarımız bunu engellemeye çalışır? Öncelikle hayal kurmak yaşantılar sonucu oluşan iç görülerdir. İstek dışı, doğal gidişatın dışında oluşturulan geçici görüntülerdir. Hayaller insanın kendisi olmadıkça dış gerçekliğe aktarılamaz. Hayal kurmak doğal bir süreçtir. İnsan yaşadığı olaylar sonucu topladığı verileri, ihtimalleri değerlendirerek bu ihtimalleri en üst seviyede veya en alt seviyede düşünerek, geleceği hakkında veya kendi mutluluğunu sağlamak adına bu verileri kullanırlar. Bunu eski çağlarda yaşamış, uçmakta olan bir kuşu görüp kendisinin de uçmakta olduğunun hayalleri kuran biri ile örneklendirebiliriz. O zamanlarda ne kadar absürt bir fikirmiş gibi gelse de zamanı gelince gerçekleşen bir hayal. İnsanoğlunun ilerleyebilmesi için belli bir plana ihtiyacı vardır. Bu planların oluşturulması için ise belirli hedeflere gereksinimi vardır İşte bu hedefleri belirleyen şeyler ise hayallerimizdir. Bir çoğumuz hayal kurmayı absürt bulur mesela. Bunun nedeni ise onun geleceği şekillendirmesinden dolayı değil insana bazı gerçekleri en acı şekilde öğretmesinden dolayıdır.

Hayal kurmanın ne kadar güzel veya ne kadar kötü olduğu kararını ancak bireysel yorumlarımız ve fikirlerimiz belirleyebilir. Önemli olan unutmamaktır ki ünlü oyuncu William Russell’in de dediği gibi; ” En büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştı “. Geleceğiniz ve dünyanın geleceği için hayal kurmaktan mahrum kalmayın.

PAYLAŞ
Önceki İçerikBizim Başyapıtımız: Sevmek Zamanı
Sonraki İçerikGamzedeyim Deva Bulmam – Barış Manço
Onat Uralortaç
Hayata 1997 yılında İstanbul’da gözlerini açtı. Eğitim hayatına Beşiktaş ve Kağıthane’de devam etti. Şuan da Bahçeşehir Üniversitesi’nde burslu bir şekilde Sinema Televizyon bölümünü okuyor. Küçüklüğünden bu yana kalemi, kamerayı ve bas gitarı elinden düşürmedi. Yazmaya 9 yaşında başladı. İlkokulda birçok video çekti ve kurgu yapmayı öğrendi. Bas gitarı ile 16 yaşında tanıştı ve grubu ile 6 kere sahneye çıktı. Grubu ile iki kere müzik yarışmasında boy gösterdi. Sinema dünyasını ve müzik dünyasını yakından takip ediyor. Hayal gücü, çalışkanlığı, neşesi ve hırsı ile hayat yolunda devam etmekte.