Gülümse hayat seni üzse dahi.
Ihlamurlar altında bir adam elinde bir kitapla oturuyordu.
Sarı saçlı, kahve gözleriyle ceketini iliklemiş, sade görünümüyle tatlı bir tebessüm içinde…
Milena’ya Mektuplar yazan Kafka’nın aşkı bulduğu o tatlı bir resimdi belki gözlerinde gezdirdiği.
Jane Austen’ın hayat hikayesi gibiydi belki de yaşadıkları…
Yazmak ancak yaşamamak…
Bir polar battaniyenin sardığı merhametli kedisine sarılan küçük bir kız çocuğuydu o gözyaşlarını döken.
Ayracı kitabın arasına iliştirip suskun bir sayhalar işitti.
Yerinden kalktı, sesin geldiği yöne doğru gitti.
Beyaz Geceler kitabına benzer bir vaziyetle karşı karşıya kalacağını fark ederken bir kızı gördü.
Gogol’un burnunu kaybetmesi gibi, kız usulca kayboldu.
Birden evine döndü.
Ancak kafası karışıktı.
Sartre’ın kitabını eline aldı.
Okumaya başladı.
Genç kız hep aklındaydı.
Önemli bir kimse olmadığının farkına varması gerekliydi.
Sıradanlaşmamalı, salt düşünce kölesi olmamalıydı.
О kız aslında şunu öğretmeliydi ona:
Asla önyargılarla hareket etme!
Önyargılar seni köleleştirir, unutma!
Aslında О kızı tanıyordu.
Ancak düşüncelerimizin bilinmeyeceği gerçeğini unutmamalıydı.
İnsan beyni mucizelerle doludur.
Bir zamanlar şöyle düşünürdü başkahramanımız:
Daima benim söylediğim ve düşündüğüm doğrudur.
Acaba öyle mi?
Hayır demek, bir özgürlüktür…
Ama evet demek.
İnsan her zaman aynı düşünmez.
15 gün önce sorun ettiğin davranış 15 gün sonra sorun olmaktan çıkar ve bağışıklık sistemin güçlenir.
İnsanlara karşı koymayı öğrenmelisin.
Onlar sana emir vermemeli.
Tahakkümde bulunmakla gerçekler örtüşmeyebilir.
Birlikte yemek yemek, yaşamak, yolculuk etmek gerekir.
О kızı gerçekten tanıyor musun?
Hayır.
Konuşmalarını dinlemekle tanıyamazsın.
Yaşamak zorundasın.
О kız acaba seni tanıyor mu?
Hayır.
İnsanı yargılamadan önce karşına alıp konuşmalısın.
Göz göze gelip yemek yemelisin.
О kızı asla tanıyamayacaksın.
О artık başka yerde.
Senden uzakta…
Bir daha asla senin olduğun yerde olmayacak.
Bir daha asla görmeyeceksin.
Hayat böyledir.
О kız iyi olsa da sen onu tanıyamamışsın.
О kız kayboldu gözlerden.
Gizlendi.
Örtüsüne bürünüp kendini bir daha özgürlüğünden kısıtlanmış halde gitti.
Şimdi söyle bana О kızı tanıyor musun?
Tanısan seversin.
Ama şansını kaybettin.
О kız artık yazılarında yaşıyor.
Kendini yazmıyor.
Ama kız çocuğu yazmakla ortaya çıkıyor.
Naif ruh ancak sanatla zuhur eder.
İnce bir ruh sadece sanatla teşekkül eder.
О halde…
Bir daha
Naif ruhunuza selam olsun o zaman ….